《Melezleri sinirleniyor / surat asıyor》
Y/F/P = Favori Yeriniz
Y/F/S = En Sevdiğiniz Atıştırmalık*Jin*
Jin, bazı iş arkadaşlarıyla birlikte geçirdiği uzun bir geceden eve yeni dönmüştü. Kapıyı açtığında, onu karşılamak için her zaman orada olmanıza rağmen hiçbir yerde bulunmazdınız. Evin içinde dolaşırken neden bu kadar sessiz olduğunu merak etti, onu karşılamaya gelmemiş olsanız bile yine de kanepede ya da yatak odasında olmanızı beklerdi.
Evin içinde dolaşırken aniden kanepenin arkasından çıkan bir kuyruğun ucunu fark etti. Etrafında dolaşırken, kollarında bir şey tutarak arkanı dönmüş seni gördü.
Jin'in kalbi anında boğazına atladı, aklına en kötü düşünceler girdi, ya incinseydin ya da daha kötü hasta olsaydın ve son 5 saatini sen evde acı içindeyken dışarıda ve eğlenerek geçirirdi.
Çabucak omuzlarından tuttu ve seni döndürdü, ancak yüzünün beklediği gibi gözyaşlarıyla dolu olmadığını, onun yerine surat astığını gördü. Kollarında bir yastığa, daha doğrusu onun yastığına sarıldın.
Jin yüzüne baktı, sen de göz temasından kaçındın, "Geç oldu" diye mırıldandın, surat asman büyürken. Jin'in gözleri saate bakmak için döndüğünde kocaman açıldı, geç olmuştu, ne kadar geç olduğunu fark etmemişti bile. Tek başına uyumakta zorluk çektiğini biliyordu, bu yüzden her zaman onunla yatmana izin verdi, ama orada olmadığın için bu kadar somurtacağını düşünmemişti.
Ellerinden tutup itirazlarına rağmen seni ayağa kaldırdı ve yatak odasına götürdü. Seni yatağa oturtup geceliklerini giymeye başladı, önce yine ellerini tuttu ve kucaklaşabilmen için seni yatağa itti.
"Üzgünüm, saatin ne kadar geç olduğunu fark etmemiştim." Sen uykuya dalmanın eşiğindeyken Jin saçlarına fısıldadı.
**********************************************
*Namjoon*
Büyük bir patlama ve ardından fısıldayan bir lanet duymak, kanepedeki koltuğunuzdan sıçradınız. Namjoon ve sen ikiniz için biraz kakao ve patlamış mısır alacağını söylemeden önce birlikte bir film izliyordunuz. Patlamayı duyunca nabzınız anında fırladı.
Mutfağa koşarken, kapı eşiğinde küçük bir nefesle durdun ve Namjoon'un cam parçalarını gizlice birbirine kaydırmaya çalışmasını dehşet içinde izledin. Ellerinin hareket etmesini engellemek üzere biraz daha yaklaştın, ama sonra bir cam parçası gördün. En sevdiğin fincanla aynı parçaya sahipti.
Ağzından bir hıçkırık daha çıktı ve Namjoon senin sinirlenip üzüleceğini biliyordu. Yüzüne bakmak için döndüğünde gözlerinde dönen acıyı ve öfkeyi gördü. Arkanı döndün ve mutfaktan çıktın, saniyeler sonra bir kapının çarpıldığını duydu.
Namjoon aslında o kadar kızgın olmadığını biliyordu, bir velet gibi davranmana neden olan bir anlık hamleydi. Son cam parçalarını da süpürüp çöp kutusuna attı ve yatak odasına gitti. Yavaşça açıp içeri bakmadan önce kapıyı çaldı.
Yüzünde küçük bir somurtkanla yatakta yatıyordun, Namjoon içeri girdiğinde ona bakmak için döndün. Namjoon'un neden senin yanına koştuğunu bilmeden, ifaden anında üzüntüye dönüştü.
Ona sıkıca sarılarak omzuna "Sana kızdığım için özür dilerim" diye mırıldandın. Namjoon içini çekti, küçük öfke nöbetini ciddiye almadığını bilsen bile suçlu hissettiğini biliyordu. "Merak etme sana istediğin kadar bardak alırım, yeter ki bir dahaki sefere yanlışlıkla birini kırdığımda ciddi olarak sinirlenme" dedi seninle birlikte gülerek.