《Dışarıda Bir Gecede Aramalarına Cevap Vermediğinizde》
Ayrılmamıza son 23...
*Jin*
"Tanrı aşkına nerelerdeydin?" Sen ön kapıdan girer girmez Jin sordu.
"İyiyim," dedin, içeri adım atarken sendeleyerek, kollarının seni sıkıca sardığını ve seni göğsüne çekip birkaç kez yanağını öptüğünü hissettin.
Jin'in kalbi hızla atıyordu, seni evde ve tek parça görmekten mutluydu. "Seni aramayı denedim ve açmadın. Kırk iki kez denedim, sana ciddi bir şey olduğunu düşündüm.”
"Üzgünüm," diye fısıldadın, elini onunkinin üstüne koyarak, "kulüpteki sinyal korkunçtu, hiçbir fikrim yoktu."
Başını anlayışla salladı ama yine de korkmuştu. “Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım; Senin için polisi falan aramaya hazırdım.”
"Ben buradayım, bana kötü bir şey olmadı Jin."
"O-olduğunu sanıyordum."
"Biliyorum," dedin, ona bakmak için başını kaldırarak, "Seni korkutmak istemedim, bu kadar kötü sinyal aldığı için o kulübü suçlayabilirsin."
Sana cevap olarak başını salladı, "yarın ilk iş oraya bir telefon direği dikeceğim, böylece bir daha ne benim ne de senin başına böyle bir şey gelmesin."
"Sen her zaman dramatik biri oldun Jin."
*****
*Yoongi*
"Y/N, arayan Yoongi," diye seslendi arkadaşın masanın üzerinden telefonunu sana uzatarak.
"Merhaba?" Yoongi'nin neden senin yerine arkadaşını aradığını merak ettin, "Evde her şey yolunda mı? Gelmeme ihtiyacın var mı?"
Yoongi kanepeye uzanırken senin sesin büyük bir rahatlama oldu. "Telefonun nerede? Seni aramayı, sana mesaj atmayı denedim, her şeyi yaptım ve sen bana cevap vermedin."
"Telefonum çantamın altında," kaşlarını çattın, çantanı aldın ve telefonuna baktın, "Duymadım, Yoongi."
Sinirlendi, ama arkadaşlarınızla güvende olduğunuza memnun oldu. “Telefonun sürekli elinde, yanından hiç ayrılmasına izin vermiyorsun tamam mı?”
"İçtiğim kokteyli almak için bıraktım."
"Ama çantanın altında."
"Artık yanımda," diye temin ettiniz onu, "gecenin herhangi bir noktasında bana ihtiyacın olursa, o zaman telefonu açacağıma söz veriyorum."
Yoongi'den duyduğun alaya hafifçe kıkırdadın, "Eve geldiğinde, o cihazı avucunun içine yapıştıracağım, böylece yanından ayıramazsın."
“Şimdi elimde ve gitmesine de izin vermeyeceğim.”
*****
*Hoseok*
"İşte buradasın," diye konuştu, senin ve tüm arkadaşlarının olduğu masanın yanında duran bir ses.
"Hobi? Burada ne yapıyorsun?" İç geçirdin, içkini bıraktın ve ayağa kalktın, masadakilerden onu kenara çekmek için izin istedin.
Bunu yaparken, eli seninkinin içine kaydı ve seni sıktı. "Telefonuna bakmadın mı? Seni yedi kez aramayı denedim, sonunda buraya seni kontrol etmeye gelebileceğimi düşündüm.”
"Telefonumun nerede olduğunu bile bilmiyorum," kaşlarını çattın, masanın etrafına baktın, "onu en son saatler önce gördüm."
Hobi'nin gözleri kapandı, kendini sakinleştirmeye çalıştı, elini elinden geldiğince sıktı, "Telefonun her zaman yanında olsun, beni korkuttun Y/N."
