•
Yazarın Anlatımı;
Saatler geçmişti. Hava aydınlanmak üzereydi. Saat sabahın beşiyken Tom hâlâ aynı ifade ile yerinde oturuyordu. Uykusu biraz vardı, gece uyumamaya alışık olduğundan zorluk çekmedi. Sıkıldığı için önünde duran kitabı itti.
Ayağa kalktı. Genç Riddle sevdiği kızın kitap okumak için ilerlediği raflara doğru yürüdü. Onu gördüğünde ise yerinde durup omzunu rafa yasladı. Elini ensesins atıp kızı izlemeye başladı.
Lydia yere oturmuş, sırtını duvara vermişti. Elinde kitap ile boynu bükük bir şekilde uyıyakalmıştı oracıta. Tom onun bu halini bir süre izledi. Uyurken bu kadar masum ve güzel olmasına hâlâ alışamamıştı, kendi kafasında böyle düşünüyordu.
Yanına ilerledi. Kucağında duran kitabı aldı. Kapşonlusunun önü açıktı, kütüphane nedenini bilmediği bir sebeple soğuk olduğundan ceketinin fermuarını göğüz hizasına kadar çekti. Elinin tersini alnından yanağına doğru gezdirdi, teni buz gibi olmuştu.
Eğilip alnına bir öpücük kondurdu. Daha sonrasında biraz geri çekilip üzerindeki cüppeyi çıkarttı. Lydia'nın kafasını kaldırıp cüppeyi omuzlarına örttü. Yanı başına oturdu. Uyandırmamaya özen göstererek kafasını kucağına koydu. Dizlerinde yatan kıza bakıp tebbessüm etti.
Uzun ve kemikli parmakları kızın kumral saçlarında gezinmeye başladı. Saçlarını okşarken elinden aldığı kitaba uzandı, ne okuduğunu merak etmemiş değildi.
William Shakespeare, Romeo ve Juliet
Kaşının biri havaya kalktı hafif. İlk kez duyuyordu. Bir muggle kitabı olabileceği aklına geldiğinde yüzünü buruşturdu.
Zümrüt yeşili gözleri tekrar kucağında yatan kıza döndü ve tekrar kitaba baktı. Sevdiği kız okuyorsa ne kadar kötü olabilirdi ki...? Böyle düşünüp ilk sayfalarını çevirdi. Okumaya başladı, sol eliyle kitabı okuyor sağ eliyle ise Lydia'nın yumuşak ve yasemin kokan saçlarını okşuyordu.
Yaklaşık bir saat boyunca okumuştu. Altmışıncı sayfaya geldiğinde bu noktaya kadar okuduğunu henüz fark edebilmişti. Muggle yapımı bir şeyden tiksinse bile nasıl bu kadar hoşuna gidebilmişti anlamamıştı.
Bir sonraki sayfayı açacağı sırada kucağında kıpırdanan Lydia duraksamasına sebep oldu.
Lydia "Dur, dur lütfen..." diye mırıldanmaktaydı uykusunda.
Tom kitabı yanına koydu. Lydia'nın omzuna eline koyup hafif sarstı. "Lydia?" diye seslendi uyanması için.
"Lütfen, lütfen yalvarıyorum yapma o benim tek ailem..."
Lydia mırıldanırken kollarınıda hareket ettirmeye başlamıştı. Tom kabustan uyanması için yerinden kaldırıcaktı ki tam o sırada yerinden sıçrayarak kalktı.
Alıp verdiği nefesler ard arda sıralanırken gözlerinden akan yaşlar Tom'un şaşırmasına sebep olmuştu. Şaşkınlığı yüzünden belli olmuyordu. Elini Lydia'a sakinleştirmek için uzattığı an Lydia kendini geri çekti. Büyümüş ve korku dolu gözleri Tom'u izliyordu. Kabusun etkisinde kalmıştı.
"Sorun yok, sadece bir kabustu." dedi Tom. Eli havada asılı kalmıştı âdeta.
Lydia ona bir canavarmış gibi bakıyordu. Çok korkuyordu, kahverengi gözlerinden anlaşılıyordu.
Lydia çenesine kadar gelip yere damlayan göz yaşlarını kolunun tersi ile sildi. Tom bu sefer dikkatlice yaklaştı, "Ne gördün güzelim?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fanfiction"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||