59

1.1K 65 71
                                    

.

|İki gün sonra

.

Sağ omzumun üzerinden belime indirdiği elini hafif kaldırdı. İşaret parmağıyla gösterdiği elbiseye gözlerim değdiğinde düşünür gibi oldum. Dudaklarım aralandığı an ise "İtiraz yok." diyivermişti Tom.

Gösterdiği elbisenin hemen yanında duran beyaz elbiseyi gösterdim.

"Bu da güzel ama Tommy?"

Evet barışmış sayılırdık. Yeni yeni eskisi gibi olmaya başlamıştık ve şuan beni birileri ile tanıştırmaktan söz ettiği yere götürmek için beraber elbise bakmaktaydık.

Gösterdiğim elbiseyi yatağımın üzerinden kaldırıp sol eline aldı. "Güzelim bu da sana yakışacaktır eminim. Fakat bu rengin içinde nasıl görüneceksin görmek istiyorum."

Elime söz ettiği zümrüt yeşili mini elbiseyi aldım. "Fazla iddialı..." diye mırıldandığımda çenesini omzuma koyup "Tam senlik." dedi.

Kupırdandığım sırada kolunu ve başını üzerimden çekti. Yatağımdan zümrüt yeşili elbiseyi alıp kalktım. Nemli olan saçlarımda elimi gezdirirken bir yandan da Tom'a bakmaktaydım. Tişörtü bir kenarda durmaktaydı.

"Sen ne giyineceksin?"

"Siyah ağırlıklı bir şeyler."

"Çok açık oldu cidden..."

"Sana saçlarını kurula demiştim, çabuk üşütüyorsun."

Masama yaslandım. "Konu değiştir tabii Tommy." derken ister istemez vücudunu süzmekteydi gözlerim.
"Hem sen de kurutmadın." dediğim an elini nemli ve dağınık saçlarına daldırdı. "Ben senin kadar kolay hasta olmuyorum sevgilim." dediğinde göz devirdim.

Gözlerim tahta zeminde gezinirken yatağımdan kalkıp yanıma geldi. Üzerimde duran benden iki üç beden büyük sweat tişörtü uçlarından tutup çıkarttığında karşında iç çamaşırlarımla kalmıştım. "Ne yapıyorsun?" diye sorduğum sırada omuz silkti.

"Sadece yardım ediyorum."

"Yine ayıp ayıp düşünceleriniz mi var bay Riddle?"

"Hayır... Siz de biliyorsunuz ki o düşüncelerimi dün gece beraber gördük bayan Black."

"Tommy!"

Dudağımın kenarından öpüp tebbessüm ettikten sonra "Yanakların kızardığında ne kadar tapılası olduğundan haberin var mı?" diye sormuştu.

"Beni utandırıp durma."

"Dün gece utanmıyordun pek, ne bileyim..."

"Bak hâlâ!"

"Tamam, tamam." derken hâlâ muzipçe sırıtmaktaydı.

Elbiseyi elimden alıp üzerime geçirdi. Bel boşluğuma denk gelen küçük fermuarı çektiğinde elbise belimi tamamiyle sarmıştı. Eli elbisenin açıkta bıraktığı sırt kısmında dolaşırken kafasını eğip köprücük kemiğinin üzerine küçük bir öpücük kondurdu.

Geri çekildiğinde ise kendimi bir anlığına boşlukta hissetmiştim. Elbise kalçamın biraz altında bitiyordu. "Şey..." diye mırıldandım çekinerek.

"Nasıl görünüyorum?" diye sorduğumda gözlerini gözlerimden aldı. Bedenimi bir süre süzdükten sonra adem elmasının hareket edişinden yutkunduğunu anlamıştım. Soruma cevap alamadığımda adıyla ona seslenmiştim.

"Tom?"

"Ne- yani efendim sevgilim?"

"İyi misin?"

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin