66

940 70 91
                                    

.

Masanın üzerinde duran imce ve uzun ellerime baktım. Üzerime hafif yapışan siyah boğazlı kazağın kollarını avuç içlerime kadar çektim. Büyük oda yavaş yavaş dolmaya başlarken dik duruşumdan ödün vermiyordum.

Parmaklarımı birbirine dolayıp açıyordum. Baş parmağım siyah ojeli hafif uzamış tıtnaklarımın üzerinde dolaşırken kapı açıldı. Herkesin ayağa kalktığını göz ucuyla görebilmekteydim. Onlarla eş vakitli olarak ben de kalktım.

Başım düz ve dik bir şekilde karşıma bakıyordum. Herkes sessiz ve komut bekliyordu, odada nefes alıp vermelerinden başka bir ses kaynağı yoktu.

Ben, masanın sol tarafındaydım. En baştaki büyük ve gösterişli siyah deriden sandalyenin hemen sol yanındaydı yerim. Karşımda, yani baktığım yerde ise Marcilya vardı. Onun hemen yanında Bellatrix Lastrange.

Onu biraz araştırmıştım. Büyücülük tarihi, Black soy ağacı, biraz da Theo'nun ağzından çaktırmadan aldığım laflar yeterli olmuştu. Bellatrix... Duygulardan yoksun bir canavarsın ama nasıl oluyor da Tom'a köpek gibi sağdık olabilecek kadar bağlısın? İlla ki zayıf noktanı bulacağım.

Tom eliyle oturmamız için küçük bir işaret yaptığında herkes sessizce sandalyesine sinmişti.

Gözlerim masadaki diğer kişilerin üzerinde gezinirken Lucius Malfoy "İstediğiniz muggle'ları buldum efendim." dediğinde Tom onunla kısa süreli bir göz teması kurdu.

"Zindana atın demiştim."

"İlgileniyorlar lordum."

"Güzel. Regulus?"

Regulus'a döndüğümde göz göze gelmiştik. Bunu zihnimin bir köşesine yazıp söyleyeceklerine kulak verdim.

"Söylediğiniz isimlere istediğiniz şekilde teklif sunuldu lordum. Parkinson ailesinden olumsuz yanıt alındı sadece."

"Tamam. Üstüne düşme."

"Siz nasıl isterseniz."

Tom bu sefer Marcilya'ya döndüğünde "Dinliyorum?" dedi.

"Dumbledore öğrencilere fark ettirmeden okul güvenliğini sağlayan büyüleri dört katına çıkarttı."

"Kimden şüpheleniyor?"

"Bilmiyorum. Kimse şüpheli bir harekette bulunmadı bildiğim kadarıyla."

"Severus."

"Efendim Lordum?"

"Sana ne söyledi?"

"Malfoylar üzerinde duruyor ancak açık açık birinin ismini vermedi."

Tom'un gözleri Lucius'a döndüğü an "Draco." diyen Bellatrix masadaki bütün gözlerin Dray'a çevrilmesine sebep olmuştu.

"Draco'nun bir işe yaradığı yok ki." diyen Marcilya'ya döndüm. Onu korumaya çalışıyordu. Onaylamak istedim ama durdum. Onaylarsam fazla bilgi bilmediğim ama yine de sırf kuzenim diye desteklediğim düşünülürdü. Böylece Draco hedeflerinde olur.

Bellatrix "Sorunda bu lordum, fazla korkak. Bizi ele verecek kadar korkak." dedi.

Tanrım o senin yiğenin....

Masada oluşan fısıltılar çoğaldıkça Draco için endişeleniyordum.

Tom kendi sessizliğini bozup "Susun." dediğinde herkes tekrar eski haline bürünmüştü.

"Draco bize sorun yaratacak bir pürüz değil."

"Ama efendim-"

Dayanamayıp "Aması yok." dediğimde bu sefer herkes bana baktı. Üzerimde baskı hissetmeden konuşmaya devam ettim.

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin