Not-
Regulus Black kitapta Sirius'dan yaklaşık 10 yaş falan küçük. Sirius onun küçük yaşta öldüğünü sanıyor. Kısacası Sirius 29-30 yaşlarında, Regulus ise 19-20.Kafa karışıklığını önlemek içindi.
İyi okumalar.
.
Regulus Black.
Kimsin sen? Babam bir de benden bir aile üyesini saklıyor olamaz heralde... Gerçi öyle olsa dahi bir şey öğrenemem. Malum adımı bile hatırlamıyor adam...
Müzik kesildiği sırada açılan kapıya kaydı gözlerim. İçeriden çıkanlar bana "İyi geceler efendim." ve benzeri söylemlerde bulunarak gidiyorlardı. Ben ise suratlarına öylece bakıyor ve tek kelime etmiyordum.
Ellerimin arasında duran yarılanmış şarap şişesini kafama diktim. Mantık kuran, bir şeyleri birleştirmeye çalışan zihnimi susturmaya çalışıyordum. Belki de sadece canımın istediğini yapıyorumdur?
Odada sadece Marcilya, Mattheo, ben ve şu benimle bir alakası olan ama henüz tanımadığım Regulus Black kalmıştı.
Onu o sırada pek kafama takmıyordum.
Üst üste olan bacaklarımı çözüp ayağa kalktığımda başımın döndüğüni bayağı iyi idrak edebilmekteydim... Dengemi sağladım. Müzik çaların yanına doğru pek düz olmayan adımlar eşliğinde ilerledim. Tezgaha yaslandım. Uzun tezgahın üstünde duran müzik çalara göz attım.
İstediğim gibi hareketli bir şarkı bulduğum an dudaklarıma konan gülümsemeyle beraber elimdeki şişeyi kafama tekrar diktim. Boşalan şarap şişesini tezgaha bıraktım. Alkol vücudumda kendini belli ediyordu. Kontrol etmeye çalışmak yerine kendimi bıraktım, tamam ben kulaklarıma dolan müziğin ritmiyle süzülüyordu bedenim.
Dans ederken yanına gelip elimden tutan Mattheo'ya baktım. Beni kendi etrafımda döndürüp iki elimi de tuttuğunda hızımı alamayıp onunla dans etmeye başladım. Gülüşlerim bu büyük odaya dolmaktaydı.
Theo'nun ellerini bırakıp kendi başıma bağımsız dans ederken açılan kapıyı bile umursamamıştım.
Alkol beni ele geçirirken tek istediğim sanki doyasıya dans etmekti.
"Bize katılmaz mısın abiciğim?"
"Bu saatte bu seslerin kaynağı ne Mattheo?"
Duyduğum sesle sanki bütün müzik durdu. Hareketlerim yavaşlarken kapıya döndüm. Tom'un yüzünü görmemle saf saf sırıtmam bir oldu...
Ardından hızlı adımlarla yanına gittim. İki elini de tutup salondaki boşluğa sürüklerken "Benimle dans et lütfen!" dedim.
Gördüğüm kadarıyla Mattheo tezgaha dayanmış bizi izliyordu. Marcilya ile göz göze geldiğim sırada Tom'un sesini duymam tüm dikkatimi ona vermeme sebep oldu.
"Bu tür danslar bana göre değil."
Yüzüm düştü. Hemen sonra küçük bir çocuk gibi belki ikna edebilirim diye düşünüp "Lütfen..." dedim. "Bir kerecik?"
Tuttuğum ellerimi daha sıkı tuttu, "Peki ama nasıl olacak bilmiyorum." dedi. Anlaşılan slow müziklere uygun dans hareketleri biliyordu. Buna aldırmadan tuttuğum ellerini ileri geri hareket ettirmeye başladım. "Sadece bana ayak uydur yeter." dedim. Kalçamı ritme uygun hareket ettirirken arkamı döndüm.
Adımlarının benimkileri takip etmesi çok hoşuma gitmişti.
Tekrar ellerinin üzerinden ellerini tuttup ve kendi belimin biraz altına yerleştirdim. Beraber dans ederken kulağıma eğildi, gülümsediğini gördüğümde daha da mutluydum. Belimin hafif altında duran ellerinden birini kaldırıp sağ elimi tuttu, diğer eli belimin arkasına yerleşirken beni arkaya doğru yatırıp dudağıma uzun bir öpücük kondurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Фанфик"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||