.
"Hadi ama güzelim odaklanmıyorsun bile."
Tom'a boş ve yorgun gözlerle baktım. Saat akşamın sekiziydi, biz ise sabah erkenden yedi gibi sırlar odasına inmiş, bir takım büyüler denemiş, kupayı bulmaya çalışırken sınırlarımı zorlayacak sihirler öğrenmiştim.
Ortada sonuç bazlı hiç bir şey olmadığından pekte iyi sayılmazdı şuan bulunduğumuz ortam.
"Tom, sabahtan beri odaklanıyorum inan bana... Biraz dinlenebilir miyim?"
"Hayır."
Başımı önümdeki büyü kitabından kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerine bir süre baktıktan sonra önüme dönüp kitapla ilgilenmeye devam ettim.
"Lydia."
"Biraz yalnız kalabilir miyim Tom, belki o zaman daha iyi çalışırım."
Önüme geldi, çenemin altından tutup yüzüne bakmamı sağladı. "Yapabilirsin, sana inanıyorum. Ve... Seni seviyorum unutma."
"Bende, seni seviyorum."
Alnıma küçük bir öpücük kondurup çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Sırlar odasından tamamen çıktığında, ve ben bundan emin olduğumda büyü kitabını kapatıp kenara koydum.
Başım o kadar çok ağrıyordu ki şuan...
Kupanın yerini gösterecek bir büyü olduğunu sanmıyordum. Olsaydı neden sadece hufflepuff varisinin bulabileceğine erişkin bir takım şeyler biliyor olurdu ki insanlar? Benim teorime göre... Hogwarts'ta bir sürü gizli oda ve geçit var. Bence böyle bir yerde saklı olabilir. Kaldı ki bu yeri bulabileceğime dair garip bir iç güdüye sahibim.
Derin bir nefes alıp duruşumu dikleştirdim. Elimi saçlarıma geçirip, önüme gelen tutamları arkaya doğru atarken çıkışa doğru yürümeye başladım.
Tom'un gittiğini kendi gözlerimle görsem dahi etrafımı kolaçan ederekten ilerledim. Sırlar odasından ayrılır ayrılmaz hufflepuff binasına doğru ilerlemeye başladım.
Merdivenlere ulaşmıştım ki-
"Tanrım, nerelerdeydin?"
"Biliyorsun marci." dedim, merdivenleri çıkmaya başladım. O sırada zihnine girdim. "Tom yine seni sırlar odasına mı götürdü?"
Başımı hafif bir şekilde aşağı yukarıya salladım.
"Toplantı oldu."
Yüzümü buruşturdum. Benim neden haberim yoktu? Ben bunu düşünürken etrafımı süzdüm, adımlarımj yavaşlattım. Gerçi biri yakınımızda olsa marcilya bu kadar açık konuşmazdı ama yine de kontrol etmekten zarar gelmezdi.
"Ne zaman?"
"Dün gece. Orada seni göremeyince korkmadım değil. Sabah ne kahvaltıda vardın ne da odanda bulabildik seni."
"Benim haberim dahi yoktu. Sabah yediden beri de Tom ile beraberdim."
İç çekti. Bir süre yüzüne bakıp önüme döndüm. Gözlerim yerde gezinirken "Ne oldu peki dün?" diye sordum.
"Bilirsin... "
"Hayır, bilmiyorum."
"Pek bir şey oldu denemez."
"Tom boş yere toplantı yapacak biri mi sence? Marcilya benden saklamana gerek yok."
"Bizi açık edecek biri vardı masada. Tanımazsın... Sadık değildi diğer masadakiler kadar. Korkaktı. Ve Tom da onu öldürdü. Gözlerimizin önünde öldürdü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fanfic"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||