We Could Have Had İt All || Tom Riddle

24

•

|Gece saat 03.18sırası|

Tom günlüğünü kapatıp kalemini üzerine koydu. Gece uyuduğu söylenemezdi zaten. Sandalyesini geri çekti ve gömleğinin bir iki düğmesini açtı. Ayağa kalkıp odasından çıktı.

Aklına yaklaşık bir saat kadar önce yanlışlık ile odasına giren Lydia'nın utanışı geldiğinde gülümsemesine engel olamadı.

Bu gülümseme çok uzun sürmedi. Koridora çıkan Marcilya ve Draco'yu gördüğünde gitmelerini bekledi. Lydia'nın arkasından baktığında Marcilya'nın odasına girdiğini göemüştü. O ikisi giderse yolu açılmış olacaktı.

Ortak salondan çıktıklarında Tom olduğu yerden ayrılıp arkadaşı Marcilya'nın odasına girdi. Lydia'ı koltukta uyuyakalmış bir şekilde gördüğünde sessizce yanına yaklaştı.

Yanına oturdu, sağ elini uzatıp yüzüne gelen saçları geriye çekti. Kulağının arkasına kıstırdıktan sonra yüzünü incelemeye başladı.

Havada kalan elini tekrar kıza uzattı. Saçlarını okşadı bir süre. Geri çekilip koltuğun diğer ucuna yaklaştı. Orada otururken elini çenesine koyup Lydia'ı uyurken izlemeye başladı. 'Ne kadar masum ve güzel uyuyor...' diye geçirdi içinden.

Amacı biraz izleyip gitmekti fakat oracıkta uyuyakalmıştı.

|Şimdiki zaman|

Lydia'dan devam

Odadan çıktığım an karşıma çıkan Marcilya korkmama sebep olmuştu.

"Korkma kız cin miyim ben?"

"Ödümü kopardın-"

"Aman neyse, sen neden erkenden uyandın?"

"Ne bileyim. Uyandım işte uyku tutmadı daha da."

"E kalsaydın odamda?" diyerek pat diye odaya gireceği sırada kolundan tuttum.

"Ne oldu?"

"Sessiz ol, içeride Riddle uyuyor."

"Ne- Tom mu? Burada ne işi var ki?"

"Bilmiyorum, uyandığımda buradaydı ve uyuyırdu."

"Muhtemelen beni arıyordu"

"Ben de öyle düşündüm"

"Neyse dikkat ederim, bir iki saat uyumazsam bütün gün zombi gibi etrafta dolaşacağım."

"Neredeydin ki?"

"Sonra anlatırım, çok uykum var..." demesinin ardından esneyerek odasına girdi.

Çok sorgulamadan oradan ayrıldım. Odama geçip elimi yüzümü yıkadım. Üzerimdeki gömleği bir başkası ile değiştirip kravatımı taktım. Cüppemi almadan odamdan ayrıldım. Biraz temiz hava almak için bahçeye çıkmaya karar vermiştim.

O değilde Draco neredeydi? Şaka için uyandırmamış bile hayırsız. Neden herkes ben uyuyakaldığımda kayboldu ki birden anlamadım.

Elma ağacına uzanıp bir tane elma kopardım. Altına oturup yemeye başladım. Sabah sabah esen hava çok güzel hissettiriyordu.

"Günaydın"

Duyduğum sesle yüzümdeki tebbessüm solup gitti. Yerimden bir hışımla kalkıp yürümeye başladığım sırada bileğimi tutan eli beni engelledi.

"Özür dilemek için geldim."

"Siktir git Theo."

"Beni dinlemem zorundasın? Hâlâ Theo muyum senin için... Bu beni mutlu eder."