23

1.6K 122 73
                                    

"Sadece sen ve ben oluruz dedim ya."

"Lydia durduk yerde nereden çıktı film izlemek falan?"

Yürümeyi bıraktım. Marcilya'ya bakıp "İstemiyorsan sorun değil uyumaya giderim ben..." dedim. Dudağımı biraz büzüp yere bakıyordum.

Ofladığında çaktırmadan gülümsedim. "Ders çalışmam gerek- tamam gel gidelim baş belası." diyip kolumdan tuttuğunda yüzüme zafer gülümsemesi yerleştirip yanından yürümeye başladım.

"Senin odana neden gitmiyoruz, orası daha sessizdir"

"Ya boşver benim odamı. Işık alıyor orası."

"Akşam oldu?"

"E ama... Ben senin odanda izlemek istiyorum."

"Tanrım..."

Beraber Slytherin ortak salonuna girip Marcilya'nın odasına doğru giderken kolundan tuttum. "Sen odana gir ben geliyorum" diyip hemen yanından uzaklaştım.

Koşarak Draco'nun odasına daldım. "Sonunda." diyip elindeki filmi bana uzattı.

Film CD'sini alıp kapıya doğru yürürken "İkna etmek zor oldu bana borçlusun kuzen" diye mırıldandım.

"Ne borcu, kardeşin gibi değil miyim ben senin?"

"Piçlik yapma.."

"Aman be."

"Of iki aşığın arasını yapıcağım derken ben arada kaynarsam seni keserim."

"Ne aşığı, ne geveliyorsun?"

"Yav sus şimdi bahane uydurmaya başlarsım sen."

"Has- mısırlar senin odandaydı"

"Benim odamama mı gittin amk"

"Evet- alıp gelsene..."

"Offff!"

Draco sırıtarak Marcilya'nın odasına girdiğimde ben koşarak odama gidip mısırları almış ve geri dönüyordum. Eğer uzun süre birlikte kalırlarsa muhtemelen tartışırlardı. Anlaşabilmeleri güzel bir durumdu ama Marcilya, Harry'e laf atıldıktan sonra kolay kolay üstünü silmezdi. Onun için değerli bir kaç kişi vardı hayatının merkezinde. Onlara yapılanlar kendine yapılmış sayılırdı ya o yüzden bu kadar kuralcıydı bu konularda.

Ortak salona girdiğimde slytherin öğrencilerinden bağazılarının rahatsız edici bakışlarına göz devirdim. Hepsine 'ne var?' diyordum göz temasım ile neredeyse.

Sola döndüğüm gibi kapı kolunu tuttum ve içeriye girdim.

"Hassiktir-" diye mırıldandım ve odanın kapısını geri kapattım.

Yanaklarıma hızlı bir biçimde ısı yayılırken kıpkırmızı olduğum ihtimali yeni aklıma gelmişti. Gördüğüm şey utançtan ölmeme neden olucaktı eminim. Yanlış odanın kapısını açtığımdan Tom'u üstsüz bir şekilde görmüştüm. Gömleğini giyinicekti sanırsam. Yüzüne bile bakamamıştım ki utançtan. Tanrım... Offf off! Neden önüne bakmazsın ki Lydia!?

Koşar adımlarla kendime söve söve Marcilya'nın odasını buldum. Pat diye içeriye girdim.

Gördüğüm manzara karşısında "Yuh" diyip mısırları masaya bıraktım.

Her yer yastık tüyü doluydu. "Yastık savaşı yapın diye mi mısırları almaya gittim sizce ben!?" diye bağırırken köşede duran tekli koltuğa oturdum.

Marcilya-Bu bok surat başlattı. Hem sen neden kıpkırmızısın?

Lydia-Kırmızı falan değilim!

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin