•Kahvaltıda Cedric ile beraber otururken kağıtta yazanları düşünüyordum. Bir yandanda yemeğim ile bakışıyordum.
Cebimde olduğunu bile farketmememe ne demeli peki? Kim yazmış olabilir onu düşünüyordum. Aklıma birinin geldiği söylenemez. O şekilde yaklaşan birini hatırlamıyorum çünkü.
Muhtemelen birisi benimle eğlenmek istedi. Evet evet. Başka bir ihtimal olamaz zaten.
Tanrım, ne düşündüm ki? Birinin bunları cidden beni önemseyerek yazdığını falan? Fazla kitap okuyorsun Lydia.
"Demek aç aç derse gireceksin?"
"Efendim?"
Kafamı kaldırıp önümde oturan Cedric'e baktım. "Yemeğine bakmak yerine yesen artık diyorum, iyi misin sen?" diye sordu.
Aptal kağıt kafamı karıştırdı tabii.
"İyiyim merak etme, sadece aç hissetmiyorum" dedikten sonra önümfe ki yemekten yemeye başladım.
Cedric gülümseyerek bana bakarken elimle ağzımı kapattım, lokmamı yuttuğumda "Neden öyle bakıyorsun?" diye sordum gülerek.
Omuz silkip "Tatlı geldin o an gözüme" dedi. Tebbesüm ederken kafamı eğdim.
Kahvaltı saati bittiğinde herkes dağılmaya başlamıştı. Cedric bana bakıp "Derste görüşürüz Lydia" dediğinde ona gülümseyip el salladım. Ardından bende yerimden kalkıp üzerimi düzelttim.
Diğer öğrencilerin arasına karışırken duyduğum ses sinirlerimi bozdu.
"Bak bakk, sessiz ve bir işe yaramayan ezik hufflepuffımız da buradaymış. Sence şuan ağlar mı dersin Crabbe?"
Goyle söylediği şeyin ardından kahkaha atarken ben onlara bir an olsun bakmadan koridora çıktım. Dediklerini umursamıyordum.
Sol tarafa döndüğüm an cüppemin şapkasından tutulup çekildiğini hissettim. Düşmeden dengemi sağladım.
"Bizi ciddiye almıyor musun yoksa sen?" derken omzumdan geri itti Goyle.
"Sizinle tartışacak vaktim yok" dediğimde ikisi bir gülmeye başladı.
Kaşlarım çatılırken "Sizce Draco bu dediklerinizi duyduğunda size ne yapar?" diye sordum.
Crabbe "Anlatmyorsun ki seni ezik. Bundanda sıyrılıcaz ama sen iyilik meleği tavırların sayesinde hep bu konumda olacaksın." dedi.
Yumruğumu sıkmaya başladım.
"Çekilin önümden." dediğimde Goyle daha çok yaklaşıp cüppemin yakasından tuttu.
"Bizimle gelip notlarını vericeksin Black" dediğinde kendimi geri çektim. Hâlâ beni bırakmamıştı.
Etrafıma bakındığımda birilerini göremedim. Neden, neden bağırıp onlara karşı çıkamıyorum!?
Yürürken beni çekiştirip arkalarından sürüklemeye başladıkları sırada birinin sesini duydum. "Onu bırakmanız için sayılı saniyeleriniz var."
Huh.. Bu hermione'ydi.
Arkamızı döndüğümüz de son derece kızgın Hermione, Crabbe ve Goyle'a asasını doğrultuyordu.
"Sen karışma bulanık." diyen Goyle beni iktirip Hermione'e yaklaştı.
"Peki ya ben karışırsam?" diyen Marcilya Diğer taraftan gelmişti. Gülümseyerek onlara asasını doğrultuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Hayran Kurgu"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||