48

1.3K 89 55
                                    

.

Her bir tarafa sinen kokusu... Kitapları, yatağı, eşyaları.

Hayır ben bir sapık değilim-

Sadece fazla aşığım.

Tom'un odasındayken bu düşüncelere girmekte gayet normal? Bence.

Yavaş yavaş tüm her şeyi silebilecek kapasiteye geliyorum. O çok farklı... Sanki kendi karanlıpı var ve beni kendine çekiyor, bunu isteyerek mi yapıyor bilmiyorum fakat benim o karanlığa gömülmeyi istediğim kesin.

Ne olursa olsun kafasından, Tom olsa yeter kafasına ne zaman geçtim orası da muamma ya neyse...

"Zihnefend!"

Tekrardan güzel dudaklarının arasından bir küfür savurup yanıma oturdu. Yatakta otururken ona doğru dönüp bağdaş kurdum. Eteğimi düzelttikten sonra ellerimi ellerine uzattım. Asasını elinden alıp yanıma koydum ve ellerini tuttum.

"Bu kaçıncı deneyişin Tom, biraz dinlen istersen?"

"Bir şeyler, bir şey eksik. Büyü hakkında her şeyi zihnime kazıdım ancak bir şeyi atladığımdan da eminim."

"Belki alıştırma yapman gerekiyordur ve bilirsin zaman alacaktır..."

"Gerek yok. Ben basit bir büyücü değilim, bunu zaman geçmeden de yapabilirim."

"Öylesin demedim... Sadece," derken sözlerimi beklettim, yaklaşıp kulağına doğru "belki biraz bana zaman ayırabilirsin...?" diye sorup boynuna küçük bir öpücük kondurdum.

Dudağının kenarı hafifte olsa yukarıya kıvrıldığında gülüşünün güzelliğini bir kez daha aklıma kazıdım.

"Ne istiyorsun sevgilim?"

Oh evet senin sevgilin...

Kafamı omzuna yasladım. "Bilmem, seninleyken yaptığım her şeyi seviyorum." diyiverdim aklımdan geçenleri tam anlamıyla ona yansıtırarak.

"Aslına bakarsan plan için daha zamanım var..."

"Planını öğrenmek istiyorum Marvolo."

"Daha erken güzelim." dedi. Sıcak parmakları soğuk yanağımı okşarken "Sana göre sayıların oluşturduğu zaman biraz daha akmalı. Merak etme leydimden sonsuza kadar saklayacak değilim."

Leydin...

Bana göre mi?

"Sana göre zaman nedir sevgilim?" diye sordum.

Onun hakkında ki her şeyi öğrenmek isteyen sabırsız bir kız çocuğu vardı sanki içimde bir yerde.

"Zaman? Önemsiz bir unsur."

"Nasıl yani?"

"İnsanların... ruhların kuklalarından ayrılması gereken güne, yaklaşması için işleyen günlerden ibaret. Benim zamanım yok."

"Ölümsüz değilsen tabii." diyip güldüm.

Gözlerine baktığında gülmeyi bıraktım çünkü oldukça ciddi bir şekilde bakıyordu. "Aynen öyle." demesini beklemiyordum.

Kafamı omzundan kaldırdığımda elini da yanağımdan çekmişti. "Ne yani, planın bu mu?" diye sorduğumda kafasını iki yana hafifçe salladı ve "Tam olarak değil." dedi.

"Zaten vaktide gelmediğinden bu konu kapanabilir." dedi ve ellerini dizlerimin altına koyup yataktan aşağıya bıraktı. Ayağa kalktığında bende kallmıştım.

"Bir yere mi gidiyoruz?"

"Evet." gibi kısa bir cevapla sorumu yanıtladı. Sıcak elleri, soğuk parmaklarımı sardı. Elimi tutup yürürken benim de arkasından ilerlememi sağladı.

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin