29

1.7K 145 159
                                    

Medyadaki şarkıyı dinleyin çünkü bölümde geçiyorrr!!

Öncelikle bir şey söyleyeceğim; eğer okuyup oy vermemeye devam ederseniz bende bölüm atmam. 20kişisiniz sadece 5iniz oy veriyor ya siz şaka mısınız?

Oy sınırı; 10yıldız.

İyi okumalar.

Kendimi geriye çekip utanarak Tom'a bakarken önce bu davranışımı garipsedi sonra kahkaha attı.

"Yanakların kıpkırmızıyken çok tatlısın" demişti kahkahakarının arasından.

Ben kızardığım için dahada çekinsem bile şuan dikkatimi daha çok çeken bir şey vardı.

Gülüşü...

Gülüşünü seyrederken benimde içimden gülümsemek gelmişti. Ayağa kalktım. Koridorun ortasında daha fazla durmamalıydık. Az önce ne olmuştu...? Sanki büyüsüne kapılmış gibi bir halim vardı. Sıcacık dudakları benim dudaklarıma değdiği an hareket dahi edememiştim....

Ellerimi Tom'a uzattım. "Gel gitmemiz gerekiyor artık." dediğimde hevesle ellerimi tuttu. Ayağa kalktı, sağ tarafıma geçti. Bir elimi bırakıp diğerine parmaklarını kenetledi.

Ben yürümeye başladığımda o da aynı anda ilerlemeye başlamıştı. Böyle elimi tutup yanımdan yürürken âdeta küçük bir çocuk gibi masum duruyordu. Onu tanımasam ne kadar tatlı olduğunu düşünürdüm.

"Odana mı gidiyoruz?"

"Hayır? Sen kendi odana ben ise benim odama geçiceğim..."

"Aynı yerde kalsak olmaz mı? Hem yorulursun sen yürüme o kadar."

"Of Tom, ne kadar içtin sen..."

"Bilmem, bence içtiklerim değil dudakların sarhoş etti beni."

"Hey pekala daha fazla utandıracağın sözcükler kurmamalısın."

"Ben doğruları konuşurum güzelim. Dolgun ve doğal pembe dudaklarının çilekli tadına bağımlı olmuş olabilirim haberin olsun."

"Tom..."

"İsmimi sevmiyorum ama senden duyduğumda farklı geliyor, bir daha söyle."

Slytherin ortak salonunun önğne geldiğimizde kimsenin olmadığını fark ettim. İçerisi kalabalık değildir umuduyla girerken bir yandan da Tom'un benden isteklerini dinliyordum.

Dostum... İçerisi kalabalığı bir yana bırak, boştu. Herkes nerede olabilirdi ki?

Çok takılmayarak hızlı adımlarla Tom'un odasını buldum. Yanımda şarkı mırıldanan Tom'u dinlerken kapıyı açmıştım.

"Touch my neck and I'll touch yours"
'Boynuma dokun, ben de seninkine dokunayım'

Mırıldandığı satırlar biterken beni odasına çekip kapıyı kapattı. Parmakları boynumda geziniyordu.

"You in those little high waisted shorts, oh"
'O küçük yüksek belli şortlu sen, oh'

Bu sefer mırıldandığı sözlerle beraber boşta kalan eli elbisemin eteğinin uçlarında gezinmeye başladı.

"Oh, she knows what I think about"
'Oh, ne hakkında düşündüğümü biliyor'

"And what I think about"
'Ve ne hakkında düşünüyorum'

"One love, two mouths"
'Bir aşk, iki ağız'

"One love, one house"
'Bir aşk, bir ev'

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin