•
Marcilya bize boş gözlerle bakarken masanın önünden çekildik. Hepimiz aynı anda "İyi ki doğdun!!!" diye bağırdığımızda donup kalmıştı.
Birden bire gülüpseyip koşarak bize sarıldı.
"Siz manyaksınız..."
Evet bu onun sizi seviyorum deme şekli
Ron masada duran kurabiyelerden yerken "Biz manyağız ama bütün işi planlayan Lydia ve Harry'ydi" dedi.
Marcilya'nın gözlerindeki mutluluk üzerimdeki tüm yorgunluğumu alıp gitmişti. Beni ve Harry'i kravatımızdan tutup kendine çektiği an 'noluyo' der gibi baksakta sonradan gülümsemiştik.
"Siz iki aptal iyi ki varsınız" dedi ikimize bir sarılırken.
"Dur ağlamak istemiyorum, biliyorsun duygusalım." diyip geri çekildim. Cidden gözlerim dolmuştu.
Fred ve George birden Marcilya'nın arkasından gelip omuzlarına aldıklarında bir iki adım geri çekildim. "Kızı düşürüceksiniz şimdi- dikkat edin!!" diye uyardım.
"Düşürmeyiz!!" diye bağırdılar aynı anda. Marcilya ise anın tadını çıkarıyor ve eğleniyordu.
"Küçüklüğünden beri böyle, ne olursa olsun o an eğlenip eğlenmediğini önemser"
Yanımda olan Harry'nin dediklerine kulak verdim. "Cidden öyle..." diye mırıldandım. Gülüşüm dahada büyüdü.
Elimde duran küçültülmüş hediyeye baktım. Marcilya ikizler ve Ron ile eğlenirken Harry ile konuşabilirim diye düşündüm.
"Harry"
"Efendim Lydia?"
"İyi ki doğdun Harry, iyi ki varsın" dedim. Elimde duran hediye paketini asami çıkartıp büyülttüm. Ona uzattığımda aldı. Sessizce paketi açıyordu. Yüzündeki küçük gülümsemeyi farkettiğimde bende mutlu olmuştum.
Paketten ne çıkacağı belliydi zaten ama yinede büyük bi tepki vermişti. Süpürgeyi eline alıp "Bu yılın modeli? Sen süpersin ya..." dediği an sarılıverdi. Bende ona sardım kollarımı.
"Maçlarda Marcilya'yı yorayım deme" dediğimde sesli gülüp geri çekildi.
"Asıl o bana acısın biraz lütfen, sakat kalmama ramak kaldı ne de olsa"
"Haksız sayılmazsın ama ikinizde fazla hırslı oynuyorsunuz"
"Bak buna hayır demem işte, haklısın"
Harry ile sohbetimizi bölen ikizlerin sırtından atlayan Marcilya oldu. Koşarak yerde hareketsiz yatan Marcilya'nın yanına gittiğim an kahlaha atmaya başladı.
"Lydia gördün mü olum? Löp diye düştüm gördün mü!?" derken hâlâ kahkaha atıyordu. O gülmeye devam ederken bizde ona eşlik etmiştik. Elimi uzatıp kalkmasına yardım ettim.
"Delisin sen ya.." dememi inkar bile etmedi. Yerim ben bunu ama çok tatlı...
"Mattheo'yu gördün mü?" diye sordu, en son bende onu arıyordum aslında. Astromi kulesinden ayrıldığı an toz olup gitmişti sanki. "Bilmiyorum" dedim. Belki odasındadır, tüm gün hogwarts'ta dolaşmıştım çünkü parti hazırlamak için. İllaki görürdüm diye düşünüyordum fakat iz yoktu.
"Theo'yu boşverde şuna bak" dedim. Marcilya'yı omuzlarından tutup Astronomi kulesine dönmesimi sağladım.
Kulenin camından birbirine bağlı yüzlerce balon hediyeyi tutuyordu. Balonlar teker teker patlıyor ve içinden hilal şeklinde konfeti kağıtları dökülüyordu. Her balon patladığında hediye kutusu zemine daha çok yaklaştı. Marcilya gözlerinde ışıltı ile heyecanla yere yaklaşmasını bekliyordu kutunun. Ulaşabileceği mesafeye indiğinde zıplayıp kutuyu aldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/274104015-288-k605347.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fanfic"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||