2

3.7K 183 115
                                    


Ortak salon... Burayı seviyordum. Zaten kim sevmiyor ki? Dumbledore'un bu sene için olan konuşması sürerken ben hufflepuff masasının kapıya yakın olan ucunda yalnız oturuyordum. Konuşma bitse de odama geçsem diye düşünüyordum sadece.

"Sıkıldın mı?"

Yanımda beliren Cedric'e gülümsedim.

"Biliyorsun her zaman sıkılıyorum bu konuşma esnasında"

"Bahse varım slytherin masasında olmak istiyorsun"

"Hayır- yani Marcilya ve Draco'nun yanında olsam fena olmaz tabii. Fakat binamdan memnunum."

"Biliyorum minik"

"Ced! Yapma şunu, adım var benim ya"

"Tamam tamam sustum"

Sustum derken gülüp ellerini kaldırmıştı. Bende ona gülümseyip önüme döndüm. Bir süre bekledikten sonra Dumbledore'un konuşması bitmişti. Herkes dağılmaya başlamadan önce davranıp ortak salondan çıktım.

Odama doğru ilerlerken birinin arkamdan seslenmesi kulağıma ilişti.

"Black! Hey Lidya?"

Beklediğimde yanıma yetişti. "Ne oldu Draco?" diye sordum ona bakarken.

"Bizimkiler gece slytherin ortak salonunda kendilerince eğlenicek. Gelsene sende."

"Almazlar beni, biliyorsun"

"Almazlar? Ben söyleyeceğim ve almayacaklar?"

"Seni dinlemeseler, babana söylersin. Lucius benden hoşlanmıyor. Kaç kere malikaneye geldim fakat bakışları şey demek ister gibiydi... 'İğrenç yaratık' falan?"

"Onun senin hakkında ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor biliyorsun"

"Fakat baban ilgilendiriyor. İkinizin arasını bozmak istemiyorum, hemde ilk günden. Ben dinlenmek için odama geçicem zaten şimdi. Yarın dersten önce görüşürüz tekrar"

"Sen bilirsin kuzen" demesinin ardından yanımdan ayrılmıştı.

Draco ile yakın olmak... Yani babamında bundan çok hoşnut olduğu söylenemez. Ki Marcilya ile aynı binada olmalarına rağmen o da Draco ile samimi değil.

Draco ile ilk tanıştığım sıralar yedi yaşında falandım. Narcissa ile birlikteyken onu görmüştüm. Her şey net değildi ama ilk tanıştığımız günden sonra Malfoy malikanesine gidip gelmeye başlamıştım. Bu şekilde yakınlaşmıştık. Herkese karşı olan davranışları ile bana olan davranışları çok farklıydı.

Ona her daim kibar olmasını daha çok düşünmesini söylesem bile dinletemiyordum. Ne biliyorsa onu okurdu... Onu olduğu gibide seviyorum.

Ben yine düşüncelerime dalıp gitmiştim. O ara hufflepuff ortak salonuna girip odama geçtim. Vay be... Özlemişim.

Yatağımın kenarına oturdum. Bavulumu yerden kaldırıp yanıma koydum. Açıp eşyalarımı yerleştirmeye başladım. En sona bıraktığım eskiz defterim ve kalemliğimi masamın üzerine bıraktım. Boş olan bavulumu alıp kenara kaldırdım. Saat gece yarısına yaklaşıyordu.

Masamın başına geçtim. Defterimi açtım, sayfaları birer birer çevirip boş bir yer buldum kendime. Kalemimi alıp o an içimden gelenleri çizmeye başladım.

Çizim yapmayı seviyordum, beni rahatlatıyordu. Uyumadan önce çizerdim genelde. Onun dışında bir manzaranın karşısında eşlik ederdi dedter ve kalemim bana. Elma ağacının altına oturup resim çizerken Draco ağaca tırmanırdı, ordan az düşmedi aslında. Akıllanmıyor buna rağmen.

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin