•
"Tekrar söyle tekrar söyle!"
"Aynı anda,"
"Bir"
"İki"
"Üç!"
"Üç""Kelebeğin kanatları, sonsuza kadar birlikteee!"
Doğruyu söylemek gerekirse biraz cringe biraz çocukça... Ama işte önemsemiyoruz ya beraberken böyle şeyleri.
Gülmekten karnımıza ağrı girmişti. Marcilya ve ben aramızda sohbet edip eleniyorduk. Harry ise yaklaşık bir saattir 'deli misiniz?' bakışı atıyordu.
Açıkçası şuan ne yaptığım, ne dediğim umrumda değildi. Ya da kimin ne dediği. Sadece biraz kendimi düşünüp kafa dağıtmak istiyordum. Böylece son zamanlar olanları düşünmek zorunda kalmaz ve kafa dinlemiş olurdum. Buna ihtiyacım vardı evet.
"Hey Lydia, sana gelen şu mektuplar ne alemde?"
Harry'nin sorduğu soru ile yüzümdeki gülümseme kaybolurken "Gelmiyorlar artık" dedim.
Marcilya-Hay ağzına
Harry-Yanlış bir şey mi dedim-
Marcilya-Evet aq
Harry-Şey ben
Lydia-Hayır saçmalamayın. Saçma salak notlar işte aw kimin umrunda. Ondan değil zaten sıcak bastı birden. O yüzden garip oldum. Seninle ilgisi yok Harry.
Marcilya-Tamam inanmış gibi yapalım
Harry-Aynen
Lydia-Of...
İkisindende gözlerimi kaçırıp ellerime baktım. Öyle oyalanırken içeriden gelen sesler dikkatimizi çekti.
"JAMES!"
"Ama hayatım öyle daha güzel"
"Yemeklerin içine Bertie Botts kattığında nasıl güzel olmalarını bekliyorsun? Kokuşmuş çorap ya da kuamuk tadı alırsan görürüm ben seni."
"Ne güzel işte herkes şansına geleni yer-"
"Canına mı susadın? Sakinleş Lily, ben yemek ayırmıştım böyle bir şey olacağını tahmin ederekten."
"Remus sende olmasan... Bir dakika Sirius nerede?"
Odadan çıkıp bizimkilerin yanına geldiğimizde "Babam mı kayıp?" diye sordum.
Lily-Az önce buradaydı
Remus-Sizin yanınızda değildi?
Marcilya-Siriyi görsem tanırım heralde
Harry-Baba neden bu kadar sessizsin?
James-Ben mi- yo sessiz değilim.
Lily-Siz ikiniz ne karıştırıyorsunuz?
Marcilya-Üstüne bile alınmayan babam...
James-Hiç bir şey karıştırmadığım için bilmiyorum
Ortada dönen sohbeti keyifle dinliyordum. Tatillerde böyle bir araya geldiğimizde çok eğlenirdik.
Ve babam içeriye üzerinden görünmezlik pelerinini çıkartarak girdiğinde hepimiz ona baktık. Harry banama yani Sirius'a bakarken "O benim odamdaydı-" diye mırıldandı. Babam pelerini Harry'e verip "Teşekkürler Harry" dedi ve yemek masasına geçti.
Lily elindeki tahta kaşığı babama doğrultup "Neredeydin ve ne planladınız?" diye sordu.
Babam "Rahatla Lily, sadece küçük bir aile meselesi" dedi ve bana bakıp göz kırptı. Ne olduğunu pek anlamamama rağmen gülümseyip masaya oturdum diğerleri ile beraber.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fiksi Penggemar"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||