75

741 56 127
                                    

.

Marcilya'dan devam

Gözlerimi aralarken ciğerlerime dolan temiz hava bana yaşadığımı hissettiriyordu. Kulaklarıma onun  sesi doldu.

"Marcilya? Marcilya iyi misin güzelim?"

"Draco..." diye mırıldanırken yanağımı okşayan bai parmağını hissetmemle yüzüme bi tebbessüm yerleşti. Görüş alanıma masmavi gözleri girdiği an gerçekten nefes almaya başlamıştım adeta.

Zihnime en son bulunduğum yer geldiğinde yüzümü buruşturdum. Kalkmaya çalışırken beline dolanan eller buna yardımcı olmuştu.

"Acele etme bebeğim."

Etrafıma göz gezdirmeye başladım. Black malikanesi?

"Biz buraya nasıl geldik Draco?"

"Regulus Black sayesinde yavrum, kendini yormana gerek yok. Kısaca anlatıcak olursam Black orada olduğumuzu biliyormuş çünkü ona Lydia söylemiş."

"Lydia mı?" diye sorarken gözlerimi gözlerine kenetlemiş merakla bakıyordum. Bu çok anlamsızdı.

Ya da...

"Lydia bizim planımızı öğrenince bir plan kurup son ana kadar kendisi ilerlemiş. En son Regulus'a anlatmış ve o da hortkulukları yok etmiş."

Dediklerini sindirmeye çalışırken "Peki ya Tom?" diye sordum.

Bir cevap vermeden öylece gözlerime baktı.

Birden bire aklıma dolan şeyle başımı iki yana salladım.

"Onun aşık olduğu adamı öldürmesine izin mi verdiniz öylece!?"

"Lydia bunu yaptığında ve ben bunu öğrendiğimde çok geçti güzelim."

"Lydia nerede Draco?"

"Bilmiyorum. Belki böylesi daha iyi olmuştur...?"

Aniden ayağa kalktım. Başıma vuran ağrıya dişlerimi sıktım.

"İyi mi!?"

"Marcilya olan oldu artık..."

"Ya siktir ordan, sözde kuzenini en iyi sen tanıyorsun ama daha şuan nerede olduğunu bile bilmiyor üstüne belki de böylesi iyidir diyorsun. Ne olacak söylememi ister misin? Lydia kendini öldürecek. Dayanamaz o çünkü. Sevdiği adamın kanı ellerinden akarken öylece duramaz o manyak.En önemlisi de bunu kendi hariç herkes için yaptı ama sonunda kendi kahroluyor. Aptal. Aptal amk."

Tek nefeste söylediğim şeyler gözlerimi doldururken yürümeye çalıştım. Bir iki adım attığım an duraksayıp başını tuttum.

Omzumda Draco'nun elini hissettiğimde başımı eğdim.

"Gitmemiz lazım..."

"Onları bırakıp mı?"

"Lydia gitmemizi isterdi Marci..."

.

-6 ay sonra-

•İspanya

Marcilya'dan devam

"Gittik ama o gelmedi." dedim mavi gözlerinin içine bakarken. Elimde çevirdiğim asam ve önümde yanan şömineye geri döndüm daha sonra.

"Aklı yerinde değil, telefonlarımı açmamaya başladı yine. Biliyorsun Hogwarts'tan atıldıktan sonra Londraya taşındı zaten. İstediğimiz zaman ziyaret edebiliriz."

Draco'nun sakinleştirici sesi kulaklarıma dolarken şöminenin ateşinden yayılan ısı yanaklarımın pembeleşmesine neden olmaktaydı. Düşündüm de haklıydı, istediğimiz zaman ziyaretine gidebilirdik Lydia'nın. Tabi eğer kapıyı yüzümüze çarpmazsa.

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin