51

1.2K 88 109
                                    

.

|Zaman atlaması
1yıl sonra, hogswartsın beşinci senesi, aralık ayının sonlarında bir gece

"Bebeğim...?"

Bana seslenen ve dizimde yatan Tom'a baktım. Boş bakışlarla bakarken bana üçüncü kez sorusunu tekrarladı.

"Uyumaya gidebilir miyiz?"

Başımı iki yana salladım. Dizimden kalkıp bana uykulu gözlerle "Neden?" diye sorduğunda omuz silktim.

"Hadi ama." diye isyan eder gibi konuştuğunda "Sana kramelli dondurma istediğimi söylemiştim Tom." dedim.

"Okulda kakaolu dondurma var Lydia."

"Kakaolu dondurma sevmediğimi biliyorsun."

"Bebeğim... Saat gecenin üçü."

"Londra'ya cisimlenip geri dönebiliriz?"

"Hayır. Yatıp uyuyacaksın ve yarın alacağız Lydia."

"Ama-"

"Aması yok. Sana dondurma falan almayacağım."

10dakika sonra Londra caddelerinden birinde~

Tom "Senden nefret ediyorum." diye mırıldandığında "Bende seni seviyorum!" diyerek karşılık verdim.

"Siktir et." der demez dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Soğukta buz gibi olan elimi sıkıca tutarken kaldırımda hızlı adımlarla yürüyordu. Yüzümde büyük bir gülümseme ile ona eşlik ediyordum.

Yağan kar hızını arttırmıştı. Kızaran yanaklarımı boşta kalan elimin yardımıyla atkım ile örtmeye çalıştım. Sokaklar üzerindeki beyaz örtü ile çok güzel görünüyordu...

Esen rüzgar uzun saçlarımı uçururken koşar adımlarla bir mini markete girdik. Mini market dediğime bakmayın bayağı modern ve geniş bir yer gibi duruyordu. Tom'un elini bırakıp bir çocuk edasıyla dondurma dolabının önüne koştum. Az çeşit olsa da karamelli olan dondurmayı görür görmez gülümsedim.  Dolabı açtığımda benden önce arkamdan gelip, elini dondurma kabına uzattı Tom.

"Başka bir şey istiyor musun güzelim?" diye sorduğunda kafamı hızlıca iki yana sallayıp kasaya doğru ilerledim. Arkamdan gelip gelmediğine bakmak için başımo hafif sola çevirip arkama baktım. Geliyordu, her zaman arkamda olması beni mutlu eden nadide şeylerdendi.

Dondurmayı alır almaz çıkıp ara sokaklardan birine girdik, kimselerin olmadığından emin olduğumuz an hogwarts'a geri cisimlendik.

Dondurma kutusuyla beraber iki kaşık alıp odada ki ikili koltuğa oturdum. Bağdaş kurup Tom'a baktım. "Sen gelmeyecek misin?" diye sorduğumda "Geleyim bebeğim." diyip yanıma oturdu.

Soğuktan kızaran burnumun ucuna küçük bir öpücük kondurup elimde duran kaşıklardan birini aldı. Beraber dondurma yerken güldüğünü işittiğimde kafamı kaldırdım.

"Noldu?"

Soruma karşılık biraz daha güldü. "Kışın ortasında dondurma yemiştim küçükken, sırf istedim diye. Ertesi günü hasta oldum, yetimhanede nezle olmamın beni süründüreceği aklımın ucundan dahi geçmezdi. O günden sonra yemin ettim. Bir daha kışın dondurma yememek üzere. Bana yeminlerimi bile bozduruyorsun, nasıl bir şeysin sen?"

Sırıtıp dondurmadan bir kaşık aldıktan sonra "Bilmem belki büyülüyümdür? Ya da doğa üstü falan..." dedim.

"Farklı ve mükemmel olduğun kesin."

We Could Have Had İt All || Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin