.
"Bir kerecik?"
"Hayır, dedim."
Elimde tuttup uzattığım bir parça pamuk şekeri üzgün surat ifadem ile geri çektim.
"Denesen severdin..." diye mırıldındım. Sesim kısık çıkmıştı.
Duyduğum oflama sesinin ardından elimde ki pamuk şekere uzanan Tom'a gülümsedim. Yediğinde tek kaşı havaya kalkmıştı.
"Beğendin değil mi?"
"Hava yemişim gibi ama şekerli"
Dediğine gülüp bir parça daha kopardım ve ağzına uzattım. Yediğinde "Ağzım yapış yapış oldu." diye şikayetçi oluşu bile gözüme tatlı görünmüştü.
"Dur..." der demez pamuk şekeri sağ elime aldım. Temiz olan sol elimle kol çantamı açıp içinden ıslak mendil çıkarttım. Islak mendil paketinden bir tane alıp Tom'a uzandım ve dudaklarının kenarlarını sildim. "Oldu bence" diyip gülümsedim ve ıslak mendilin temiz tarafı ile parmaklarımı sildim.
"Şu şey ne?"
Tom'un gösterdiği tarafa baktığımda dönme dolabı gördüm. "O öyle dönüyor..." dediğim an güldüğünü duymuştum.
Ben de kendime gülerken "Uzak durabiliriz bence ondan" dedim.
"Neden?"
"Nedeni yok, Tommy"
Tom kafasını kaldırıp dönme dolapta yükselen insanlara bakarken "Senin yükseklik korkun mu var?" diye sordu.
"Yo, yok ki. Ne korkunun yüksekliği- yüksekliğin korkusu..."
"Anlaşıldı"
"Ney anlaşıl-"
Ağzımdan daha iki kelime çıkmadan beni kolumdan tutup dönme dolaba doğru sürükleyen Tom'a öfke ile bakıyordum. Bırakması için ısrar etsem dahi beni dinlemeyip sıraya girdiğinde somurtmaya başladım.
"Hadi ama Lydia, somurtup duracak mısın? Burada ki her şeyi seninle keşfetmek istiyorum"
"İste zaten ama bunu isteme benden ya, öleceğim. Öleceğim. Öleceğim. Öleceğim."
"Ben varken ölmek yok."
"Birazdan öldüğümde görüşürüz"
"Tanrım..."
Sıra bize geldiğinde asla binmek istemediğim lanet olası dönme dolabın vagonuna bakışlar atmakla uğraşıyordum.
Tom kollarımın altından tutup kaldırdığı gibi beni vagona bindirdiğinde inmek için hamle yaptım.
Arkama döndüğüm gibi üzerime gelip oturmamı sağlayan Tom'a inmek için son şans arayan halimle yalvaran bakışlarımı atıyordum. Şimdidrn yüksek mi oldu ne sanki... Ha bir dakika, daha çalışmamış ki makine.
"Pekal-ANANI SİKEYİM"
Ettiğim küfürün ardından ağzımı iki elimle bir kapattım. Dönme dolap çalışmaya başlamıştı ve ben galiba birazdan ruhumu teslim edecektim.
Tom büyük keyifle beni izliyordu.
"Ne bakıyorsun, NE VAR?" diye bağırdığımda gülmeye başladı.
"Sinirlendirdim galiba birazcık seni?"
"BİRAZCIK MI? BİRAZCIK MI? SEN BENİMLE DALGA MI GEÇİY- OAĞAĞAH DÜŞÜCEZ!"
"Elini kolunu sallamayı kesersen düşüceğimizi sanmıyorum sevgilim"
"Tom, Tommy lütfen yanına oturayım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fanfic"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||