.
Fazla bağlanmıştım.
Bu kadar süre içerisinde, korkutucubir şekilde hızlı olarak Tom'a bir sürü anlam yüklemiştim. Onu önemsiyordum...
"Seni bir daha ne zaman görebileceğim...?" diye sordum Tom'un elinde ki yüzüklere bakarken.
"Ne zaman istersen mektup yaz, gelirim güzelim."
Onaylasam bile yerimden kalkmak istemedim. Kompartımanda duruyorduk, inmemiz gerekiyordu aslında fakat ben başımı Tom'un göğüsünden ayırmak istemiyordum.
"Hadi ama Lydia."
"İstemiyorum..."
"Çocuklaşıyorsun"
Ofladım, başımı kaldırdım. Elimde duran eline bakarken ayağa kalktık. Kısa süreliğine de olsa elimi bırakıp bavulumu aldı, tekrar elimi tuttu. Kompartımandan el ele çıktığımız da etrafıma ne olur ne olmaz diye bakıyordum.
"Yüzüklerimi sevdin mi?" diye soran Tom'u duymamla dikkatim dağıldı. Gülümseyip kafamı aşağıya ve yukarıya salladım.
"En çok hangisi?"
"En çok..." diye mırıldandım, elini tutarken biraz havaya kaldırdım. "Mat siyah olanı" dedim. Bana bir şey söyleyeceği sırada kulaklarıma dolan korna sesi ürkmeme neden olmuştu.
Tom elimi daha sıkı tutarken beni kendine çekmişti.
Yola bakmadan adımımı attığımdan az kalsın bir kaza yaşanacaktı. Araba şoförü bana hakaretler yağdırırken Tom'un elimi acıttığını hissettim.
"Hey, Tommy"
Ona seslensem bile bana bakmamıştı. Koyulaşan yeşil gözleriyle bana bağıran adama öldürecekmiş gibi bakmaktaydı. Sinirden tuttuğu elimi sıkarak acıttığının bile farkında değildi.
Bana bağıran adama döndüm, arabasında çocukları olduğunu düşündüğüm iki kişi vardı ve ağlıyorlardı. Daha küçücüktüler...
Tom elimi bıraktığı an çocuklardan gözümü aldım.
"Tom!"
Arkasından seslensem bile durmadı, adamın üzerine doğru yürüyordu.
Hayır, hayır olamaz.
Eli asasına doğru gittiğinde koşarak önümw geçtim, ellerimi göğüsüne koyup "Önemi yok, önemli değil. Benim hatamd!" dedim. Sesimi yükseltmeye çalışmıştım.
Etrafımıza insanlar toplanmaktaydı. Tom hepsine iğrenerek baktıktan sonra gözleri benim gözlerimi buldu. Bir şey demeden boşta ki eliyle elimi tuttu ve hızlı adımlar ile yürümeye başladı.
Boş bir caddeye doğru yol alırken mırıldandığını duydum.
"Aptal muggle'lar. Aptal insanlar. Hespinden, hepsinden intikamımı alacağım. O adam sana sesini yükseltmesimin cezasını çekecek."
"Hey hey hey! Kimseye bir şey yapmayacaksın."
"Sana bağırdı."
"Olabilir, hem benim yüzümden çocukları korktu. Sorumsuzca davrandım, Tom kimseye zarar vermemelisin."
"Herkes haddini bilecek."
"Haklı sebepleri vardı bağırmak için"
"Yok, olamaz. Ölmeyi hak ediyor."
"Eğer o adama bi zarar verirsen..."
"Ne, Lydia? Verirsem ne?"
"Benimle konuşamazsın. Ciddiyim, herkesi kendi kafana göre cezalandıramazsın. Böyle yürümez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Could Have Had İt All || Tom Riddle
Fanfic"Hepsine sahip olabilirdik... Her şey bizim olabilirdi, eğer sen ve ben 'biz' olabilseydik." "Bana verdiğin tek şey karanlık." Lydia Luna Black||