Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm günü. Bugün gerçekten o kadar telaşın içinde bölümü yükledim. Ama çok çok zorlandım buraya yazarken. Başım fena halde ağrıyor ve 10 saatlik bir geziye gideceğim. Sabah erkenden yola çıkacağım için erken yatacağım. Olurda kazara - :D- yorum yaparsanız geç cevap verebilirim. :D Sizi seviyorum.
Keyifli Okumalar. :))
3 hece hayatımı darma duman ediyor.Sevinemiyorum. Sadece bakıyorum .Saatlerdir yaptığım tek şey dışarıda yağan karı izlemek. Konuşabilsem binlerce kelime dökülecek belki ama olmuyor çünkü canım acıyor. Her kelimemde onun adını zikretmek benliğime zarar veriyor. Ruhumu eziyor, zedeliyor. Çok basit bir kelime olan 'yaşıyor' beni bitirdi. Bizi bitiriyor. İnanmak istemiyorum . Ne öldüğüne , ne de yaşadığına. Bu iki şey çok ağır geliyor gerçekten. Herkes tarafından basit karşılanan kelime benim saatlerdir susmama ve öylece dışarıya boş boş bakmaya yarıyor. Sessizliğim ağır geliyor.
İçimde susturamadığım bir Kerem var. Susmuyor. Habire onu istiyor, mızmızlanmamı, hatta utanmasam çocuk gibi ağlatacak bir Kerem. Her gün biraz daha yok ederken bugün öyle bir şekilde adı geldi ki karşıma nutkum tutuldu. Tabiri caizse feleğim şaştı. Düşüncelerle boğuşuyorum ve bu beni daha çok boğuyor.
Her yeni bir gün yeni başlangıçlar demekti. Yarın ise benim beyaz sayfalarımın açılacağı ve sayfalarca şey içine alacağı bir gündü. Her şeyi bir şekilde halledecektim. Şirkete ortak olmaları için imza verecektim. Yaşıyorsa neden beni bulmuyordu, neden bize gelmiyordu öğrencektim. Belki sonunda yine yıkılacaktım ama yılmayacaktım. Benim bebeğim yanında babasının olduğu bir dünyaya gözlerini açacaktı. Ha! Bulduğumda da istemezse yüzümüzü dahi göremeyecekti.
Yeni bir sabaha uyanmanın güzelliklerini yaşayacaktım. Bebeğime sarılıp yatağa geçiyorum. Kızlar odaya gelip başıma dikiliyorlar. Yine mi hayır!
"Hayır ya lütfen."
"Sus bakıyım. abairde anne olacak. Sen daha kendin çocuksun be."
"Sevmiyorum o elindekini."
"Bahane değil. Ayrıca sormadık seviyor musun diye?"
"Midem bulanıyor içince."
"Yeme bizi ya. Daha birkaç kez istifar ettin. Onlarda haşlanmış yumurta kokusundan."
"Sus valla yine kalktı midem."
"O zaman tut burnunu iç!"
"Acıyın bana. Bari yarısını içeyim."
"Hayır. Hepsi hemen şimdi bitecek. Alış buna. Sabah akşam hep aynı tantana."
"İçeyim ver."
"Balda koydu Serpil. Hadi canım hadi balım iç şunu."
"Şuan süt daha çekici geldi Özge. Balım dedi resmen baldan dolayı."
"Sen ona bakma Zeynep. Yanımda çok takılınca beyni böyle oluyor. Hadi iç ve güzelce uyu."
"Peki annelerim." :D
Kızlar gülüşerek odadan çıktılar. Ben ise onlara ne kadar mızmızlanıp huysuzca davransamda içim eriyor. Üstüme titriyorlar. Hepsi. Üzülmemem, aksine mutlu olmam için türlü şebekliklere giriyorlar. Yeter ki mutlu olayım diye. Canlarım. Sütümü, pardon ballı sütümü içerek yatağıma giriyorum. Bu yatak o kadar boş o kadar soğuk geliyor ki şuan üşüdüm. Ellerimi karnıma dolayarak uykuya dalıyorum.