Sabah ki attığım bölümden sonra bir bölüm daha yüklemek istedim. Beğenip beğenmediğinizi anlayamıyorum ama yinede yüklüyorum. Bölüm günü CUMA. Bu attıklarım yeni bölüm gününden ayrı. Cuma günleri kesin atıyorum ama eğer elimde fazlası ile bölüm varsa onlarıda cumaya yakın ya da cumadan sonraki günlerde atacağım. Zaten fazla bölüm varsa elimde söylerim size. :)) Sizi seviyorum. ^^
Keyifli Okumalar. :))
-Zeynep-
Bugün yaşadığım mutlulukları, duyduğum sevgi sözcüklerini asla unutamam. Hayatımda yaşadığım sayılı mutluluklardan. Kendi doğum günümü unutmamda cabası. Gerçi doğum günümü sadece Yağmur kutlardı. Oda burda olmayınca bende unuttum. Yağmurdan sonra ikinci bir hatırlayan çıktı. Sevdiceğim ya. Ben yine olabildiğince duygusala bağlarken muftaktan çıkan Keremle o tarafa doğru gidiyorum. Kerem ellerini birden gözlerime kapatıyor.
"Birazcık sabretmeni istiyorum. Şimdi düz ilerle güzelim."
Kerem'in talimatlarına uyarak mutfağa giriyorum. Biraz daha ilerliyoruz ve tam önümde sert bir şeye çarpıyorum bacağımı. İstemsizce ağzımdan ahh çıkıyor. Gözlerim hala kapalı.
"Dikkatli ol güzelim. Çok acıdı mı?"
"Sen dur demeyince bende ilerliyorum. Bir şeyim yok canım."
"Peki o zaman. Açıyorum gözlerini."
"Aç artık hadi."
Kerem'in gözlerimi açmasıyla herkes hep bir ağızdan "iyi ki doğdun Zeynep, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun Zeynep."diyorlar. Başımda patlayan konfetilerle kahkaha atarken sıkıca sarılıyorum Kerem'e. Ben videoyu izlerken Ali'yi, Halo'yu, Serpil'i, Özge'yi hepsini içeri almış. Hepsi tek tek doğum günümü kutlarken ağzım kulaklarımda. Kızlar sıkı sıkı sarılıyorlar. Halo gelip doğum günümü kutladığında yüzümdeki gülümsemeyle onada sarılıp teşekkür ediyorum. En sona Ali kaldığında gülerek geliyor. Ben ona sarılmadan o bana sarılıyor. Kulağıma doğru eğiliyor.
"Kerem beni öldürecek. Şuan arkamdan pis pis bakıyordur eminim. Bir şey söyleyip sıramı Kerem'e bırakacağım."
"Peki dinliyorum."
"Kerem seni her şeyden vazgeçecek kadar seviyor. Lafın gelişi falan değil öyle. Bu ortamı oluşturmak için kimseden yardım bile almadı. Sadece mutlu olun olur mu?"
"Sevdiğini biliyorum. Bende onu çok seviyorum. Sağol Ali."
"Bu kadar yeter, sevgilimi rahat bırak Ali."
"Tamam tamam."
Kerem beni ellerimden tutup masanın başına çekiyor. Mumlarım üflemem için bekliyor. Gözlerimi kapatıp dileğimi dinliyorum. Mumları tek üflemek istemediğimden Kerem'e dönüyorum.
"Birlikte üfleyelim mi?"
"Olur."
3'e kadar sayıp ikimiz bir üflüyoruz. Kerem beni kendine çevirirken dudaklarının dudaklarımı bulması uzun sürmüyor. Mutfaktaki yiyecek ve içeçekleri alarak içeri giriyorlar. Kerem'in ise şuan dünya umrunda değil. Mutfakta tek kaldığımızdan daha rahat davranıyor. Bacaklarımdan tutup kucaklıyor. Alnını alnıma yaslıyor ve döndermeye başlıyor. İkimizde çok mutluyuz. Yavaşça yere bırakıp ellerime uzanıyor. Sırıtarak salona giriyoruz. Herkes koltuğa oturmuş pasta ve içeçeklerde ellerinde sohbet ediyorlar. Bizde yanlarına gidip oturuyoruz. Hepimizin yüzü gülerken şömineden yayılan sıcaklıkla hoş sohbet yakalıyoruz.