Merhaba. :)) Sınavlarım başlamadan elimde ki bölümleri atıyım dedim. Leptobum bozuldu ve telefondan atıyorum bölümleri. Yazarken harf hatası olursa affola.^^ Telefondan atmak fazlasıyla zamanımı alıyor. -Multimedia- Burak Çelik ( Ali) karakteri var.Neyse beğenirsiniz umarım. Yeni karakterler var bu bölümde dikkatli okumanızı tavsiye ederim. :))
Yine kendime türlü işkenceler yapıyorum. Mesela sürekli Kerem ve Rosenin öpüşmelerini gözümde canlandırıp kendime küfürler savuruyorum. Allah'ım bu çok ağır geliyor. Hıçkırıklarım artarken kendime gelip de astım ilacımı bulamıyorum. Lanet olsun her şeye YETER!!! diye bağırıyorum. Sanki kim duyacaksa beni benden başka.
Ağlama krizim git gide arttığında artık tutunacak yer arıyorum. Kendimi koltuğa atıyorum. Neredesin baba nerede! Şimdi yanımda olup sakinleştirmen gerekirken beni niye bu karanlık dünyada bıraktın.
Nefes düzenim git gide kötüleşirken gözlerimin karardığını ve hayal mi gerçek mi diye düşünürken babam karşımda duruyor. Ağlayarak sesleniyorum.
"Baba."- sesim öyle hasret dolu çıkıyor ki inanamıyorum.
"Efendim canımın içi, buradayım sakin ol geçecek."
"Geçmiyor baba. Sensiz ben yapamıyorum. Sensiz olmuyor! Kalbimde bir hançer var ve onun bana yaptığı her şeyde kalbime batıyor. Hem sen beni niye bıraktın ki? Babalar en çok kızlarını severlermiş eşlerinden sonra. Sen annemi sevmiyordun ama beni de mi sevmedin söylesene baba! Konuşsanaa! Niye geldin? Bıraktığın karanlık dünyanın beni yerle bir etmesini izlemeye mi geldin. Bir şeyler yap baba. Acımı durdur, hem bende seninle gelsem de olmaz mı? Beni de götür buradan yalvarırım baba."
"Derin nefes al fındığım. Düzelecek inan bana. Buraya senin nasıl güçlü bir kız olduğunu söylemeye geldim kızım. Benim kızım savaşçı. Ağlamana dayanamıyorum yavrum." - ben ağladıkça babamda ağlıyordu, evet evet ağlıyordu.
"Nasıl ayağa kalkacağımı bilmiyorum. Elimi tutar mısın baba?" - lütfen tut baba. Küçükken ki gibi tut elimden kaldır.
" Ben elini tuttuğumda ayağa kalkacak mısın? Elini tutarsam savaşçı kızım tekrar gelecek mi?" - annem değil de niye babam ki Allah'ım ona ihtiyacım var!
"Söz veriyorum baba! Kalkacağım, savaşacağım ve ağlamayacağım. Yeter ki elimi tut." - Babam elimi tutuyordu. Allah'ım sana şükürler olsun ki tutuyordu!
****
" Tatlım, bizi duyuyor musun?"
" Kendinde değil ve sayıklıyor baksanıza."
"Bence hastaneye gidelim. İyi görünmüyor."
" Hey susun Zeynep uyanıyor galiba?"
Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama yapamıyordum. Kesin ağlamaktan gözlerim şişmişti. Başımda ki uğultular da neydi? Ah lanet olası astımım. Konuşacak gücüm yoktu. Ne yani babamla yaşadıklarım rüya mıydı? Birisi hâlâ elimi tutuyor.. Allah'ım o kisi babam olsun lütfen. Gözlerimi zorla açtım ama konuşamıyordum.
"Özge Zeynep uyandı." - kız resmen bağırmıştı sevinçten. Ne oluyordu ya?
"Bağırma Serpil onu korkutuyorsun!" - bunlarda kimdi?
" Sefa bence doktora gidelim, Ya da Halo kontrol etsin.Zeynep konuşmuyor baksana. Bir sey olmuş olabilir." - ne doktoru yaaa.
"Bence su verelim üzerinde ki şoku atlatsın Halo!" - bunlar ben yok muşum gibi davranırken yavaşça konuştum.
" Nef-es ala-mı-yoru-m. Astım ilacım-ı bu-lun çek-mece-den." - hepsi aynı anda koşuyordu. Ne ironiydi bunlar böyle. Ama sevimliydiler. :))
Astım ilacını alıp sıkmıştım. Biraz dinlenip konuşmaya başladım.