Arkadaşlar bu bölümde şöyle bir sıkıntı oluyor. Yarısından sonrasında arkadaşı Yağmur'a o yokken ki yaşadığı 6 ayı anlatıyor. Flasback yazan yerden sonrası 6 aylık geçmiş. Ben şimdiki zaman diyene kadar da geçmişi anlatacak. Şuan 30 küsürlü bölümdeyim ve hala şimdiki zamanda değilim. Biraz olsun aklınıza yatmıştır umarım.
-Keyifli Okumalar. :))
-Zeynep-
İşte böyle bebeğim. Anneniz sevdiği adamla böyle bir hayat yaşamıştı. Daha doğrusu yaşayamamıştık. Keremle biz yarım kalanız ve bu eksiklik o olmadığı sürece tamamlanmayacak.
Mutlu ve kocaman bir aile olabilirdik. Ama sizi istemedi. Ben ona aittim o lanet olası gece yaşanana kadar. Keremle aramız iyiydi, ayrı ayrı acı çekmiyorduk. Beni artık gerçekten seviyordu ya da ben öyle sanıyordum.
Keremle bardan çıkmıştık çok sarhoştuk. Keremin kollarında arabaya ilerliyorduk. Saçma kahkahalarımız boş sokağı inletecek derecedeydi. Ne zaman ki bizim kahkahalarımız kesilip, yabancı sesler kulaklarımızı doldurdu iste o an kendimize geldik. Git gide yaklaşıyordu ve kim olduğu karanlık sokakta belli olmuyordu. Sadece bir sokak lambası vardı. Işığa yaklaştıkça yüzü aydınlanıyordu. Korkudan Keremin arkasına geçmiştim. Hava soğuktu ve bu olay daha da üşümemi sağlıyordu. Sokak lambasının altına geldiğinde gelen kisinin Efe olduğunu anladım.
"Seni uyarmıştım Zeynep!" - sesi oldukça sertti.
"Uyarma değil, emrettin Efe! Ben sana Keremden vazgeçmeyeceğimi söylemiştim." - Sesim git gide kısılıyordu. Kerem'in sözleri kulaklarıma doldu.
"Efe biz şimdi gidiyoruz. Sen bir daha Zeynep'i aramıyorsun, sormuyorsun ve en önemlisi karşımıza bir daha çıkmıyorsun, okey? -Zeynep korkuyordu ve arkama geçmiş elimi tutuyordu.
"Kerem'i alın! " - diye emrettiğinde ağlamam şiddetlenmişti. Sahi ne zaman başlamıştım ağlamaya. Etrafımızı saran adamlardan Kerem'i göremiyordum.
Gözlerimin buğusundan önümü görmeyi bırak! Yanıma gelen Efeyi kolumu sıkmasıyla anladım. Canım acıyordu. Peki hangisi acıtmıştı canımı. Keremin bayıltılıp benden ayrılıp götürülmesi mi? Yoksa Efenin tırnaklarını koluma geçirircesine sıkması mı?
Kendimi toparlamalıyım, güçlü görünmem gerek. Hem kendim için hem Kerem için. Kolumu sarsmasıyla düşüncelerimden sıyrılıyorum.
"Ne yaptığını sanıyorsun hayvan herif!" - sesimin çıkmasına şükrettim.
"Aaa! Bak sevgiline karşı çok naziktim bence. Ama bana karşı gelirsen aynı nazikliği sana gösteremeyeceğim.
" Ne istiyorsun Efe. Bırak beni." - dişlerimin arasından konuşuyordum.
"Ne istediğimi biliyorsun ve dediklerimi yapmadığın sürece ben seni bir şeylere zorlayacağım. Söz konusu sen ise yaparım bilirsin!" - resmen suratıma kükredi!
"Yapamayacağımı biliyorsun Efe! Zorla olacak hali yok ya! - güçlü görünmeliydim.Sesimin sert çıkmasını istesem de korkuyordum. Sesimin titremesinden ele veriyordum kendimi.
"Zorla da çok güzel olur Zeynep Hanım. Önemli olan benim istemem. Unutma! İstediğimi alırım bilirsin." -sesinde ki imayı biliyordum, yapardı.
Yanıma gelip elini yanağıma getirdiğinde iğrenerek yüzüne baktım. İstemiyordum onu. Ağlamam şiddetlendiğinde sarsılmalarım artmıştı. İğrendiğim adam karşısında vücudum titriyordu. Ona son kez yalvarırcasına baktım. İçimden bağırarak "YAPMA!" desem de dışarıdan sadece ağlamam ve hıçkırıklarım duyuluyordu.