Lafı çok fazla uzatmadan bir duyuru yapıp bölümle başa başa bırakacağım sizi.
Bölüm günü CUMARTESİ. Cuma günü değil. Değişiklik yaptım. Buraya duyuruyla da gelmek istemedim. Biliyorum ki duyurularda hoşlanmıyorsunuz herkes gibi. Çaresiz'de sınır koyarak başladım. Burada da aynı şeyi sürdüreceğim. Kaçıncı bölüme geldik ama vote, yorum ,ilgi, alaka hala düşük. Sınır geçmeden bölüm olmayacak arkadaşlar. Kızmayın lütfen. Ama kararlıyım. Zaten uçuk rakamlarda koymam.
Bu bölüm 'masmavi_hayaller' adlı okuyucuma gidiyor. Umarım beğenirsin canım. ^^ :))
Keyifli Okumalar. :))
Alışveriş merkezinden sonra mobilyalar için farklı bir mağazaya giriyoruz. Mutluluktan uçabilirim zaten sürekli gülüyorum. Burası çok güzel. Gözüme takılan beşikle gözlerim ışıldıyor. Harika bir şey bu, gözlerimi alamıyorum. Kerem'e baktığımda onunda farklı bir beşikte gözünün takıldığını anlıyorum.
Galiba alacağımız beşikleri belirledik. Sırıtarak yanlarına gidiyoruz. Kesinleştirdikten sonra Kerem ödeme işlerini halletti. Ellerim sürekli karnımda dolanıyor. Onları hissetmek çok çok güzel.
Yanağıma konan öpücükle huzuruma huzur katılıyor. Sevgim azalmadı, aksine kat ve kat arttı. Sevgiye dair her zerrem Kerem ve bebeklerime dağılıyor.
Elimi Kerem'in avuçlarının içinde buluyorum. Güle oynaya ayrılıyoruz oradan. Eve geldiğimizde, yorgunluğumun artık ortaya çıktığını hissediyorum. Kerem ayakkabılarımı çıkardı. Malum eğilemiyorum artık. Üzerimdeki ağırlık yapan şeylerden de kurtulup yatağa attım kendimi.
"Çok mu yorulmuş benim dünyalar güzeli anne adayım?"
"Evet. Ama tatlı bir yorgunluk benimkisi."
"Tek yorgunluğun böyle olsun. Sana bir şeyler getireyim yersin."
"Uykum var canım. Uyusam?"
"Acıkmadın mı güzelim?"
"Hayır."
"Peki."
Oturduğu yatağın üzerinden kalkıp içine girdi. Kerem üzerini tamamen örttüğünden emin olduktan sonra usulca kapıyı kapattı. Mutfakta bir şeyler atıştırdıktan sonra eline telefonu alarak Yağmur'u aradı. Evde yokken Zeynep'i yalnız bırakamazdı. Gitmeyi de hiç istemiyordu zaten. İçinden yanından kısada olsa son kez ayrılacağım dedi. Hayatlarındaki olumsuz her şeyi halletmiş bir şekilde dönmüş olacaktı..
"Yağmur."
"Efendim Kerem?"
"Müsait miydin?"
"Tabi. Söyle lütfen."