Merhaba aşklarım. ^^ Yorumlarınızla baya motive oldum. Bir an önce bölümleri yüklemek istiyorum. Hikayenin sonunda duyurum olacak okumadan geçmeyin!
Keyifli Okumalar. :))
İçim buruk evden içeri giriyorum. Nasıl böle bir aptalığa izin verdim. Bu kadar yaklamışken, metrelerce geriye savruldum. Ağlamaktan ne kadar kaçarsam kaçayım, yaşadığım şeylerin ağırlığı bir şekilde beni ağlatmaya yetiyordu. Yine gözlerim dolarken, bu sefer bebeğim için tutacaktım kendimi. Bebeğime etrafımda bulunan insanlardan çok kendim zarar veriyordum. Artık kendimi toparlayacaktım. Böyle olmuyordu, yapamıyordum.
Anahtarlarımı çıkarıp sessizce içeri giriyorum. Işıklar kapalı. Uyuyorlar heralde diye düşünüyorum ama değil; çünkü ayağımı sert bir şeye çarpıyorum. Bir an sıçrıyorum karanlıkta. Kızlar merdivenlerden iniyorlar. Işığı açıyorum.
"Hey! Ne oluyor?"
"Serpil'in İzmir'e gitmesi gerekiyor. Büroyla ilgili sıkıntı çıkmış. Oradaki işin başına geçecek. Uzun hatta çok uzun bir süre aramızda olmayacak."
"Hemen mi gidiyorsun? Bugün kalsan."
"Gitmek istemiyorum ama mecburum canımın içi. Sizi bırakmayı istemesemde gitmem gerekiyor. İşleri bir an önce yoluna koymalıyım."
"Kim bırakacak seni?"
"Sevgilisi geliyor Serpil Hanım'ın."
"Ciddi misin?"
"Başardım sonunda. Ayazla çıkıyorum ve benimle İzmir'e taşınıyor. Birlikte tuttuk evi. Eşyalarıda seçtik. Ben mavi tonlarında o da beyaz tonlarında seçti. Çok şeker oldu evimiz. Sıcacık güven ve aşk dolu bir yuvamız oldu kızlar."
"Ne güzel."
"Şey... Afedersin Zeynep. Ben öyle nispet yapar gibi attım ağzımdan. Ama valla o amaçla söylemedim. Gider ayak yine üzdüm seni."
"Yok üzmedin. Aksine mutlu oldum senin adına canım."
"Yinede densizlik etim. Hey! Üzülmeyin ve sizi sürekli arayıp rahatsız edeceğim. Sapığınız olabilirim yani."
"Ol canım, ol." :D
"Yine gel. Evimiz sana hep açık."
"Geleceğim tabi. Hemde en erken zamanda. Bebişe yetişirim umarım. "
"Ya. Off ağlayacağım şimdi.. Git artık Serpil; biraz daha kalırsan salya sümük olacağım. Bu yaşa kadar ayrılmayıp şimdi ayrılmak koyuyor be!"
"Yapma Özge. Zaten göz yaşlarım tek göz kırpmama bakıyor. Ağlamayın artık, gülün tamam mı?"
"Ağlayacağımız zaman aklımıza sen gelirsin güleriz. Demi Zeynep?"
"Aynen. Mesela benim aklıma Özgenin senin üstüne düştüğün an gelir ilk." dediğimde kahakahalarımızın arasında göz yaşlarımız süzülüyor.
Anormaliz napalım. Etrafımdaki herkes tek tek gidiyor. Yıldız gibi kayıyorlar. Geçtikleri her yeri aydınlatıyorlar ama bir süre sonra sönüyorlar. Bizim hayatımızdaki son günüde bugünmüş. Sönmedi ama eskisi kadarda yanmayacak. Sımsıkı sarılıyoruz. Hala ağlıyoruz.