Merhaba arkadaşlar. Biliyorum bölüm günü dündü. Ama hesaplar her zaman zamanı geldiğinde tutmuyor. Bugün yüklemek zorunda kaldım. Dün çok çabaladım ama olmadı. Kusura bakmayın lütfen.
Bu bölüm yanımda olduğunu hissettiğim ve yorumlarını sevdiğim bir okuyucuma gidiyor. 'Ednrymn' umarım beğenirsin canım. :))
Keyifli Okumalar. :))
-Kerem-
Uzun zamandır yüzüm gülmüyordu. Hasreti bedenimi, ruhumu kavuruyordu.Özlemin ne büyük bir kavram olduğunu anladım bu zaman içerisinde. O yokken ruhum yalnızdı. Kimsesizdim. Yoktum, hiçtim.
Şimdi doğmasını heyecanla beklediğim bebeklerim olacak. Zeynep'in bu halleri çok sevimli. Hep böyle kalsa hiç sorun etmem. Kendi ailem beni bu mutluluktan mahrum bırakacaktı ama başaramadılar. Olmadı.Bundan sonrasında da zaten izin vermem. Halil İbrahim'in çalıştığı hastaneye girip bekliyoruz. Mola verdiği zaman bizi alacak. Heyecandan ayaklarım istemsizce sallanıyor. Elimin biriyle Zeynep'i kendime çektim. Göğsüme yatıyor ve belime doğru sarılıyor. Dudaklarımı yanağına koyup kokusundan öpüyorum. Özlem burnumu sızlatıyor. İçerideki son bayanda çıkınca Halil İbrahim bizi çağırıyor. Zeynep'e sıkıca sarılıp ellerini karnına götürüyor.
"Yeğenler nasılmış bakalım."
"İyiler. Yani bir sorun yok. Kerem onları görmek istedi."
"Hoş geldin Kerem. Sen şöyle yat Zeynep. Kerem'de görsün."
"Tamam." dediğinde yatağa yatıp karnını açtı. Halo karnına jeli sürerken, Kerem heyecanını bastırmak adına Zeynep'in ellerini tutuyordu. Güç alıyordu.
"Bebekleriniz gayet sağlıklı. Bak bu kızın, diğer taraftaki de oğlun. Oğlun biraz inatçı. Arkasını dönmüş. "
"Zeynep.. Bu.. bu harika!"
"Kalp atışlarını dinleteyim. Kerem ilk defa bu hissi tadacak çünkü."
Kerem heyecandan, şaşkınlıktan eli ayağına karışıyordu. Ne yapacağını, ne söylemesi gerektiğini çözemiyordu. Tek yaptığı Zeynep'in elini tutmaktı. Gözleri irice açılmış ve ekrana kitlenmişti. O an işte! Duyduğu o an. Hayatının baştan sona yalan olduğunu, tek gerçeğin bebekleri ve Zeynep olduğunu anladığı an.
Zeynep'in gözünden süzülen yaşları tek tek öptü. Bugün yaşadığı hiçbir şeyi unutmayacaktı. Hayatında en özel, en güzel an Zeynep'in sadece onun olduğu, kadını olduğu gündü. Bugün ise o muhteşem ana bir yenisi eklenmişti. Kalp atışları birbirine karışıyordu. Huzurdu. Sonsuzluktu. Böylece kalabilirdi; saniyeler, saatler ve hatta yıllarca. Hayatındaki tek huzur veren sesin Zeynep'in sesi olduğunu düşünürdü.Yanılmadı ama içlerine yenileri eklendi. Mutluluğuna mutluluk, huzuruna huzur katacak kişiler ve sesler hemde.
Keşke diye düşündü. Daha önce yanlarında olabilseydim diye. Ama sonra şükretti. Ya onlarsız bir hayat sürseydi. İçinden buna da şükür dedi. Halil İbrahim'den ekran fotoğrafını çekmesini istedi.