Meraba arkadaşlar. :)) Dün akşam bölüm atacaktım ama leptobum bozuk. Telefondan yüklüyorum ve inanın 2 saatimi alıyor. Ee malum 15 tatil ve bizim ev misafir kaynıyor. Biliyorsunuz elimde bölüm varken sizi bekletmeyi hiç sevmiyorum. Bununla birlikte elimde ki bölüm sayısı 4 oldu. Diğer bölümüde en kısa zamanda atacağım. Vote ve yorumlar artarsa bugün akşama diger bölümüde yükleyebilirim. Bu bölüm biraz boş gibi geldi bana ama umarım beğenirsiniz. Hatam varsa affola.
Keyifli Okumalar. :))
-Kerem-
Karşımda çocuk gibi sevinen kızı sevmeyim de ne yapayım. Az önce dikiş atılacak diye ecel terleri dökerken şimdi dondurma istiyor. Keşke şuan kendini benim gözümden görse. Masum meleğim.
Söz verirsem her zaman yerine getiririm. Alalım bakalım dondurmasını.
"Neli istiyorsun?"
"Külahta alacaksın demi. Nolur ben külahta istiyorum. Sadece kakaolu olsun lütfen."
"Peki tamam. Arabadan çıkma geliyorum."
Kerem arabadan inip dondurma satan kafeye girdiğinde, saatlerdir içimde tuttuğum sevinç nidalarını serbest bırakıyorum. Alnımda ki dikişleri umursamadan, arabada olabildiğince dans ediyorum. Ellerim ve bedenim sevinçten şekilden şekile giriyor. Seneleri verdim bu duruma gelebilmek için. Ağzım kulaklarımda resmen. Kafamı sağa çevirdiğimde Kerem'i elinde dondurmalarla gelirken görüyorum. Çok seviyorum bu adamı. Çok.
"Al bakalım."
"Teşekkür ederim."
"Dondurma içinse önemsiz."
"Hayır. Yani sadece dondurma değil. Bugün için, her şey için."
"Dondurma içinde, bugün içinde tesekkür etmene gerek yok. Olması gerekeni yapıyorum."
"Peki."
Her şeyi itiraf edemesem de Zeynep'e yavaş yavaş içimi açıyorum. Benim gibi bir adam içinbu kelimeler çok bile. Kendime şaşırıyorum. Zeynep'e baktığımda dondurmasını yiyor. Sadece yemekle de kalmıyor, gözleri parlıyor. Şuan sanki ondan mutlusu yokmuş gibi. Sanki tüm çektiği acılar yüzünden, yüreğinden silinmiş gibi. Mutlu!
Onun mutlu olması benim için bu kadar mı önemli. Eksik parçam!
Yokluğunda yüreğimde kanayan yaram. Ağladığında canımı vereceğim meleğim. Sahi ben ne ara bu kadar aşık olmuştum. Ağlamasını istemediğim tek kişi. Ruhumu saran, kalbimi eline geçiren kadın. Ömrüm ona bakmakla geçse hiç sıkılmam. Kendine has kokusu, gülümsediğinde ortaya çıkan elmacık kemikleri, utandığında kızaran ve en önemlisi benim olmasını istediğim kalbi. Ben bu kızı sevmeyim de ne yapayım.
-Zeynep-
Mutluyum! En son ne zaman bu kelimeyi kullandım bilmiyorum ama şuan ağzımı açsam 'mutluyum' diye çığlık atacakmışım gibi geliyor. Külahta dondurma sevmemin sebebi ise babam. Çocukken bir haftasonu elimden tutup parka götürmüştü. Ordan gelirken dondurma istemiştim ama neli olacağına karar verememiştim. Babam seçmişti. Hiçbir kız çocuğu babasıyla yaşadığı anları unutamaz. Babamla yaşadığım nadir anları asla unutmam. Şimdi aynı düşünceleri yanımda oturan adama karşı düşünüyorum. Onunla yaşadığım hiçbir anı unutmam. Kafamı Kerem'e çevirdiğimde bana baktığını görüyorum. Benimde ona baktığımı farkedince önüne dönüyor.
"Sormayacak mısın?"
"Neyi?"
" Seni neden kaçırdığımı? Niye böyle davrandığımı? Ya da nereye gittiğimizi."