20.Bölüm - Bana Sevmeyi Öğretir Misin?

1.4K 60 6
                                    

Arkadaşlar meraba. Bu bölümden önce bir duyuru yapmıştım. ÇARESİZ adlı hikayemin tanıtımını bir kaç saat önce attım. Bakmanızı öneririm. ZeyKer değil onu belirtiyim. 

Bu hikayem içinde söyleyeceklerim var. DİKKATLE OKUMANIZI ÖNERİRİM! Bu hikayenin 2.bölümünün yarısından sonrasında Zeynep Yağmura o yokken yaşadıklarını anlatıyordu. Bugün ilk bölümde yazdığım Keremin Zeynepe geldiği kısım var. Geçmişin bir kısmını tamamladım. Şuan Yağmur yokken ki halinin tam ortasındayım. O yüzden karıştırmayın. Şimdi ki zamana daha var ama yaklaştığımızı belirte bilirim. Kafanız karışmışta olabilir, karıştığı yeri sorabilirsiniz. :)) Son olarak 1.Bölümle aynı değil eklemeler ve çıkarmalar var tabi. Bu kadar açıklama yeter. Son olarak bölümü 'buzperisii' adlı okuyucuya ithaf ediyorum.

Keyifli Okumalar. :))

-Zeynep-

Akşam yemekleri yaptıktan sonra masayı kuracakken çalan telefonla duruyoruz. Özge ilerleyip masadan telefonunu alıyor. Açıp konuşmaya başlıyor.

"Efendim Halo?"

"Benim Sefa. Halo hastalandı."

"Nesi var?"

"Havalar iyice soğudu ya üşütmüş beyefendi. Hastaneye de götüremiyorum adamı. Neymiş doktor olacakmış 2 aya. Gerek yokmuş, iyiymiş."

"Kadın doğum doktoru. Üşütmeyle onun ne alakası var. Sen onu hazırla Serpille geliyoruz biz."

"Tamam."

Serpille ben 'ne olmuş' dercesine bakıyoruz.

"Halo üşütmüş. Hastaneye de gitmiyormuş, kendisi yakında doktor olacakmış ya. Kalk hadi kabanını giyinde gidelim Serpil."

"Bende sizinle geleyim merak ederim."

"Yok sen kal canım. Tek gitmeyeyim diye götürüyorum Serpil'i de. Muayene ettirip geliriz hemen."

"Peki. Geçmiş olsun dileklerimi iletin."

"Tamam canım."

Kızlar taksi gelince gittiler. Ben ise masaya oturup kaldım. İnsanlar bir şekilde hayatımdan çıkıyorlar ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Kızlardan ayrılmam da yakın. Yağmur döndüğünde her şey değişmiş olacak.

Kanadım kırık, ruhum yaralı. Seviyorum ama içim yanarak. Belki de olmayacak şeye inanmak benimkisi. Yine umursamıyor ya da sevmekten vazgeçmiş olabilir. Çoğu kez 'niye o?' diye doruyorum kendime. Hayatımda onca insan varken, beni sevgisiyle yüceltecek insanlar varken, ben beni sevmeyene aşığım belki de.

Hava soğuk, kış yüzünü yava yavaş gösteriyor. Ben ise bu soğukta aklımı kaçırmı gibi holden açılan balkonda soğuğa meydan okuyorum. Acı benim için her zaman ön plandaydı. Sevdiklerim beni teker teker bırakırken tatmıştım bu duyguyu. Hani derler ya ; herkes gider mi? Evet gider! Benim sevdiklerim gitmekle kalmayıp beni yerle bir etmişlerdi. Küçüktüm, çaresizdim, ne olduğunu anlayamıyordum. Ne zaman ki büyüdüm, acılarım beni savaşçı yaptı, işte o zaman anladım.  Küçükken geceleri çok ağlardım, korkardım. Anneye ihtiyacım vardı ama o yoktu. Hiçbir zaman olmamıştı. Yanımda olup beni kollayıp yalnızlığımı sarması gerekirken, beni o adama tercih etmişti. Ama artık ona ihtiyacım yok çünkü güçlüyüm.  Etrafımda beni seven insanlar var. Tabi 1 kişi hari. Aşktan korkuyor, bizden kaçıyor.  O böyle yaptıkça yavaş yavaş yok oluyorum. Kalbimle aklım arasında ki savaştayım. Hangisi galip gelecek zaman gösterecek. Bir gün yanında başkasını göreceğim diye korkuyorum.

Ben yne soğukta düşüncelere dalmışken, elime düşen kar tanesiyle kafam gözkyüzüne, sonsuzluğa kaldırıyorum. Kışın habercisi olan kar tane tane düşerken içim yine kıpır kıpır. Ben küçük bir çocuk gibi sevinirken, aşağıdan bana bakan adama çeviriyorum bakışlarımı. 

Sevmek Zor İş [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin