6. Bölüm: Hazırlık

188 18 10
                                    

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

Okumaya başlamadan önce bir şey sormak istiyorum. Saçma veya beğenmediğiniz bir olay var mı?

İyi okumalar

🗝️

"Perşembe akşamı Kızılbağ kuruluşunun yıldönümü etkinliğine katılıyoruz."

Mert abinin söylediklerini idrak etmekte biraz zorlanmış, ona bakarak ekstra bir açıklama beklemiştim. Ne işimiz vardı orada? Onların yaptıkları şeylerden haberdar olan tek kişiler olarak ne yapacaktık orada? Eğer inceleme veya bir arayış için gideceksek neden özellikle onların gözüne girer gibi en kalabalık olduğu vakit gidiyorduk ki? Her yer onları sevenlerle dolu olurdu kesin.

Gözümün önünde direkt olarak gördüğüm kabus canlanırken korkuların üzerine gider gibi özellikle onlara gitmem beni ürkütüyordu. Yutkundum. Hayır, korkup diğerleri için engel olmanın sırası değildi. Babamın rüyamda söyledikleri sadece kötü ve saçma bir kabustan ibaretti. Beni oğlanlar ile birlikte bu olaya sokmuş, birbirimize yardım etmemizi istemişti.

Onların benim yüzümden zarar görecekleri sadece bir kurgudan başka bir şey değil.

Beynim yine beni kahreden tahminler ve ihtimaller üretmeye başlarken Mert abi tekrar konuştu. Bu sefer bana açıklama yapar gibi bana doğru döndü. Bende nihayet dikkatimi toparladım.

"Dostunu yakın tut, düşmanını daha da yakın diye bir söz var. Bizim planımız bu söz üzerine kurulu. Bu kuruluşun başında olan, kendine Lord diyen manyak adamın biri var, Mustafa amcanın da bahsettiği gibi." Babamın konuya dahil olmasıyla biraz huzursuzlandım ama dinlemeye de devam ettim. Çayından bir yudum alıp devam etti. Ağzından çıkan her kelimeye muhtaç gibi duruyor, dikkatle dinliyordum. Sadece ben değil, tüm oğlanlar dikkat kesilmiş dinliyorlardı. Bunları binlerce kez duyduklarına eminim ama her seferinde sanki kafalarında bir şeyi denkleştiriyormuş gibi aynı dikkatliydiler. 

Babamın çektiği videoda anlattıklarından sonra her ne kadar babamı suçlamalarını veya herhangi bir tartışma gibi bir olay beklesem de kimse bunu düşünmemişti bile. Tıpkı benim gibi onlarda ne zaman babalarının adı geçse elektrik çarpmış gibi olup herhangi bir kaçış yolu arıyorlardı. Babalarımız bize fazlasıyla güvenerek binlerce hayatı emanet etmişti, biz ise bu yükün altında ezilmemek için birbirimize tutunuyorduk. Hepimiz biliyorduk ki Kızılbağlar'ın gizlediği bir bu kadar daha pis işi vardı.

Kafamda hızlıca durum değerlendirmesi yaptım ve tekrar Mert abiye döndüm. Son söylediklerinden sonra o da benim gibi bir şeyleri hatırlamış gibi bir kaç saniye düşünse de sakince nefesini bırakıp yüzünü sert bir ifadeye büründü. Masadaki herkes sanki sözleşmiş gibi yüzlerini düzeltirken kendimi askerlerin arasında gibi hissettim. Mert abi ise birlik komutanı edasıyla anlatmaya devam etti.

"Babamı götürmelerinden sonra Mustafa amca bizimle ilgilendi. Senin gibi bizi de korudu ama Lord denen, gerçek adını kimsenin bilmediği adam bir şekilde bize ulaştı. Bizim taşıyıcılar olduğumuzdan haberi yok, sadece babamın geride bizi bıraktığından haberi var ve zamanı geldiğinde bizi kullanmak istiyor. Hediyeler, gezmeler derken kendini sevdirmeye çalıştı. Böyle düzenlenen etkinliklerde bizi de orda görmek ister."

"Babalarımızın yaptığı o serumu ya da diğer yöntemleri bizde kullanmaya kalkarlarsa bizim bağışıklığımızın olduğunu anlarlar. O yüzden bizde o beyni yıkananlar, onlara hayran olanlar gibi davranıyoruz." Diyip masaya doğru eğildi. "Yelda senden haberleri olduğunu düşünüyorum. Bu etkinliğe senin de gelip kendini göstermen lazım. Aynı bizim gibi, onlara inanıyormuş gibi davranacaksın. Çok zor bir durum olduğunu biliyoruz ama buna mecburuz. Bizden şüphelenmemeleri lazım. Bizi elinin altında tuttuğunu ona inandırmamız gerek."

Gümüşler Ve AltınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin