bu bildirimi özleyen var mı?
umarım vardır! son bir kez geldik çünkü! :,]
ne oluyor falan demeyin... finali sevenler, bu bölümü finalle bağlantısı olmayan tamamen fantezimin bir ürünü olan özel bölüm olarak görsün. sevmeyenler de final buymuş gibi yapabilir! çünkü aklımdaki bir diğer final de buydu.
yukarıda çok tatlı bir şarkı var, uzun bir bölüm. içinde de geçiyor, ama bence bitene kadar tekrar tekrar dinlenebilir.
fazla uzatmıyorum, çünkü sonda çok uzatıcam. iyi okumalar!
*~*~*~*~*
"Harry... siz misiniz?"
"Ben geldim, sevgilim..." dedi Harry ağır adımlarla salona girerken, "Ama güzel çiçek bulamadım..." dedi bozulmuş bir suratla.
"Olsun, zaten çiçek istememiştim..." dedi Ayla ayağa kalkıp Harry'ye doğru yürürken, "Bugün daha fazla ayrı kalmayın benden."
Ayla tam ona sarılacağı sırada Harry arkasındaki kırmızı kasımpatıları çıkardı. "Her zaman en güzellerini sizin için bulurum..." dedi sırıtarak uzatırken.
"Harry..." dedi Ayla kahkahalarının arasında çiçekleri alırken, "Niçin zahmet ediyorsunuz? Bana sarılsanız da ben mutlu olurdum."
"Size de sarılacağım..." dedi Harry gülümserken, "Ancak dışarıdan yeni geldim. Üstümü değiştirip temizlensem iyi olur. Sonra birbirimize sarılabiliriz."
"Maske aldınız mı?" diye sordu Ayla. Harry alacaktı, böyle anlaşmışlardı.
"Ah, onu sahiden almadım işte..." dedi Harry.
Ayla güldü, "İyice ihtiyarladınız... yine unutmuşsunuz."
Harry'nin yüzü bozuldu, "Evlilik yıldönümümüzü hatırlıyorum ama..."
"Ah..." dedi Ayla dayanamayıp Harry'ye sokulurken, "O günü istesek de unutamayız..." dedi ve sevgiyle o günü anımsadı.
"Gidelim mi, sevgilim?"
Ayla derin bir soluk verdi, "Aslında... düşünüyordum ki..." Ayla başını kaldırıp Harry'ye baktı, "Beni öper misiniz?"
Harry gülümsedi ve karısının yanağına uzandı, "Gözlerinizdeki bu parıltıyı tanıyorum..."
Ayla da gülümsedi, "O halde niçin bekliyorsunuz?"
Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle karısına uzandı. Bir yandan da etrafını gözetliyordu. Kimsenin olmadığına emin olmalıydı.
Gökyüzündeki yıldızlar ve büyük, heybetli ağaçlar dışında belki birkaç cırcır böceği ya da ateş böceği vardı o an. Hep beraber büyülü bir orkestranın parçasıydılar ve gecenin en güzel, en aşk dolu şarkılarını bu iki aşık için fısıldıyordular.
Ayla Harry'nin buklelerini kavradı. Yumuşacıklardı, buna bayılıyordu. Onu daha da kendine çekti. Dudaklarındaki aşkı hissedebiliyordu. İçine akması için dudaklarını araladı, onu bu dünyadaki en güzel, en özel kadın gibi hissettirmesini seviyordu. Elleri, parmakları, dokunuşları her daim nazik olurdu. Belini kavrardı, gevşekçe değildi, sıkıydı. Ancak kimse o dokunuşların aşkı tenine işlercesine ince, ürkek ve tutkulu olduğunu anlayamazdı. Bunu ancak Ayla hissederdi. En derininde, kalbinde, karnında, dokunduğu herhangi bir yerinde, dudaklarında... onu elektrik çarpmışçasına sersemletirken, başını döndürürken, daha fazlası için onu deli ederken... aşkını hissederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
englishman | harry styles
FanfictionSevgili İngiliz Beyefendisi, daha adınızı bile bilmiyorum lakin özrümü kabul edin. Başta size karşı bu duyguları beslediğim, sonra da sizden bunu hep gizleyeceğim için...