sözde önceki bölüm falan harrynin ağzından yazılan son bölüm olmalıydı ama harry'yi resmen durduramıyorum, hikayenin geri kalanına el koymaya çalışıyor...
neyse artık, bakıcaz bir hal çaresine dostlar, iyi okumalar!
ve bir de şey, yukarıdaki şarkı yine bölümde var. dinleyebilirsiniz
*~*~*~*~*
14.02.1971
İzmir'de güneşli bir sabah
Ayla ve Harry
Harry:
"Jack! Sana sus diyorum! Zaten dün geç yattılar!"
"Ya sen nasıl onlara aynı odayı verirsin? Daha kolay işi pişirsinler diye mi?"
"Rica ediyorum, ellilerindeki eski toprak insanları gibi konuşma. Onlar nişanlı, tamam mı? Aynı odada kalmaları kadar doğal bir şey yok. Bunun da ötesinde iki yetişkin insan onlar."
"Fazla şehir gezmek seni bu hale getirmiş olmalı," diye homurdandı Jack, "Tanrı aşkına! Nerede görülmüş böyle bir şey?"
Gözlerimi açtım. Ayla hala uyuyor olmalıydı... ama bu gürültü onu uyandıracak hale neredeyse gelmişti.
Sarıldığım bedenini içim acıya acıya bıraktım ve öfkeyle kapıya yöneldim. Jack'i boğacaktım.
Kapıyı açtım ve sessiz olmaya özen göstererek konuştum, "Tanrı aşkına, Jack! Sana da günaydın dostum."
Kaşlarını çattı, "Sen sus! Zaten dünden razısın kardeşimle aynı yerde kalmaya..." diye homurdandı Jack.
Cevap vermedim, çünkü öyleydi.
"Sessiz ol, ablamı uyandıracaksın Jack!" diye kızdı Helen ve hafifçe vurdu Jack'e, "Ya sen yol yorgunu falan değil misin? Neden andropoza girmiş dedeler gibi sinirleniyorsun?"
Jack çok kötü baktı Helen'e, "Baldızım haklı..." diye mırıldandım, "Neden bö..."
"Baldızın mı?.." diye sordu Jack, "Helen, sana inanamıyorum... İlk iş bunu mu öğrettin?"
"Ya ne öğretecektim?" diye sordu, "Çok sağ ol, enişte," dedi sırıtarak.
Ben de sırıttım. Jack ters ters baktı. Derin bir soluk verdi, "Elimden bir terslik çıkmadan defolun odalarınıza..." diye homurdandı.
"Karşımızda duramadığın için susuyorsun, değil mi?" dedi Helen gülerek. Bir yandan da uzaklaşmaya başlamışlardı, "Hayır. Her şey için çok geç olduğu için susuyorum."
Başımı onaylamazca salladım. Jack'in andropoza girdiğini sanmıyordum. Ama bunadığı kesindi. Seviştiğimizi zaten biliyordu. Niye bu kadar abartmıştı ki?
Üstelik, yalnızca uyumuştuk. Pekâlâ, ben biraz yaramazlık yapıp her yerini öpmüş olabilirdim... Ama o yalnızca uyumuştu.
Yavaşça yorganı kaldırıp henüz soğumamış yatağa girdim. Günümün en keyifli dakikalarından tamı tamına 3 dakika çalmıştı. Onu birkaç saat sonra dövecektim...
Yüzümdeki keyifli gülümsemeyle onu yeniden bedenime çekmiştim. İşte... ait olduğum yerdeydim.
"Harry..." diye homurdandığını duydum, "Nereye gittin?"
"Buradayım, güzelim..." diye mırıldandım, "Bir şey yok, bölme uykunu."
Cevap vermedi. Hemen uyumuş muydu? Tanrım, ne çabuk!
![](https://img.wattpad.com/cover/235436973-288-k944270.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
englishman | harry styles
FanfictionSevgili İngiliz Beyefendisi, daha adınızı bile bilmiyorum lakin özrümü kabul edin. Başta size karşı bu duyguları beslediğim, sonra da sizden bunu hep gizleyeceğim için...