| Kaya |
Kaya
Doğu
Perşembe.
Aynı gecenin devamı.
Hayatım boyunca doğum günlerinin diğer günlerden farklı olduğu bir dünyada yaşamamıştım. Belki önceden, hatırlayamayacağım kadar küçük olduğum dönemlerde, bir iki kez pasta üflemiş olabilirdim ama o günleri de ben hatırlamıyordum. Sonrası ise kargaşa içinde unutulmaya mahkum olmuştu.
"Ulan siz nerden biliyorsunuz?"
Pınar elindeki pastayı önüme sürerken genişçe sırıtıyordu. Bu kızın da tek kötü yanı buydu işte. Burçlarla kafayı bozduğundan tanıştığı insanlara mutlaka doğum tarihlerini sorardı. Ağzını yaya yaya güldüğüne göre bunlar onun başının altından çıkmıştı. En azından aklıma bundan daha mantıklı bir açıklama gelmiyordu.
"Doğum günün kutlu olsun kardeşim."
Omzuma vuran Ufuk'a "Eyvallah." derken yüzümdeki gülümsemenin inandırıcı olduğunu umdum. Ezelden beri böyle cangıl cıngıl şeyleri sevmezdim. İlginin odağında olmayı sevmediğimden birdenbire bakışların üzerime çevrilmesi hoşuma gitmemişti.
"Hadi üfle, pastaya akmasın mumlar."
Eğilip mumları üflerken kasılmaktan sağ gözüm seğiriyordu. Bir tek çocuk gibi mum üflemediğim kalmıştı bugün, ki şu an o da gerçekleşiyordu.
Kutlama dileklerinin arasında yüzüme yapıştırdığım ifadenin bozulmaması için yüksek bir çaba harcıyordum. Bakışlarım Doğu'nun gözleriyle kesiştiğinde bütün çabam yerle bir oldu. Çünkü it herif ağzını eliyle kapatmış sarsıla sarsıla gülüyordu. Tam olarak hangi kısımda eğlenmeye başladığını bilmesem de mumlarım üflediğim kısımda ipleri kopardığını tahmin edebiliyordum. Doğru düzgün sohbet etmişliğimiz yoktu ama ettiğimiz onca kavgadan sonra hastalıklı ruhunu nelerin eğlendirdiğini az çok çözmüştüm.
"Ufuk tabak getirsene mutfaktan, pastayı keselim."
"Dur lan gitme bir yere. Allah aşkına ortadan yiyelim abi, sonra ben yıkayacağım o bulaşıkları."
Kısık sesle gülüştüler. Bir Allah'ın kulu da yardım ederiz kardeşim, demiyordu ulan. Sözde doğum günümü kutluyorlardı. Bu samimiyetsiz dileklerden hazzetmediğim için sevmiyordum ya zaten böyle şeyleri.
Ortadan yenerek mundar olan pastadan küçük bir lokma alıp hepsine genel bir teşekkür ettim. Neyseki Bünyamin şerefsizinin diktatörlüğünde bu tür şeylere izin yoktu da mevzu fazla uzamamıştı. Herkes işine dönerken telefonum bir kez daha titredi.
Doğu: Doğum günün kutlu olsun güzel kardeşim fakat
Doğu: Mum üflemek nedir ya sjsjsjakalslslaşalla
Kaya: Ebenin amı Doğu.
Doğu: Ahahahahahahhaksödslsl
Doğu: Milli güreşçi adamsın sen amk ahajajajaj
Kaya: Oğlum öldürürüm seni.
Doğu: Neyse tamam hadi gülmüyorum.
Kaya: Belli götoş hiç gülmüyorsun.
Doğu: Abi napayım ya aylardır dayak yediğim adam karşımda kelebekli mum üfledi shsjaja
Doğu: Bendeki travmayı düşünsene shsjs
Kaya: Dayak yediğini kabullendin en azından bu da bir gelişme.
Doğu: Bugünün yıldızı sensin bebeğim. Ne yapsam ilgiyi üzerime çekemem :)
Kaya: Şerefsiz.
Doğu: Bulaşığa yardım edecektim amk kırdın beni şu an.
Kaya: Yalanını sikeyim.
Doğu: Ulan duyan da hiç iyilik yapmıyoruz zannedecek.
Doğu: Bari bir gün geçsin üstünden de öyle unut amk nankörü.
Kaya: Tamam be, bir şey demedik.
Kaya: Sen gitmiyor musun artık?
Doğu: Sana içki ısmarlayacağım.
Doğu: Mesai çıkışını bekliyorum.
Kaya: O niye?
Doğu: Yağız gibi delikanlıya doğum günün de kelebekli mum üflettiler.
Doğu: Ben seni bu halde eve yollayamam kardeşim shajaj
Kaya: Sinirden gülüyorum.
Doğu: Öyle diyorsan öyledir ;)
____
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sınır hattı
Teen FictionVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.