sınır hattı

19

Çarşamba.

00.40

Doğu: Ufuk'tan duydum, annen rahatsızlanmış.

Doğu: Geçmiş olsun.

Görüldü. (00.40)

Doğu: Bir şeye ihtiyaç var mı?

Kaya: Eyvallah. Yok ihtiyaç, sağol.

Doğu: Baban mı bir şey yaptı?

Kaya yazıyor...

| Kaya çevrimiçi.

Kaya yazıyor...

Kaya: Öğrenip ne yapacaksın?

Görüldü. (00.42)

Doğu: Bilmiyorum.

Doğu: Benim yerime çalışma işini boşver bu arada.

Kaya: Hayırdır acıdın da insafa mı geldin?

Doğu: İlla it gibi dalaşalım diyorsun?

Kaya: Söz ağızdan bir kere çıkar.

Kaya: Çalışacağım dedim.

Doğu: Ne zaman çalışacaksın amk salağı?

Doğu: Zaten her gün çalışmıyor musun?

Kaya: İki haftada bir izin kullanıyorum.

Kaya: Denk getir mesaini o günlere. Nasıl olsa sana keyfine göre mesai yazıyorlar.

Doğu: Fakir ama gururlu Kaya da hiç çekilmiyor amk.

Doğu: İçimi baydın gece gece.

Kaya: Kusura bakma kardeşim ya.

Kaya: Zengin bir piç görünce dayanamıyorum.

Doğu: İt herif.

Kaya: Sinirden de olsa güldürdün, Allah razı olsun.

Doğu: Annen nasıl?

Kaya: Kafasına vurmuş orospu çoçuğu.

Kaya: Gözlem altında tutuyorlar işte.

Doğu: Bir şeye ihtiyaç var mı? İnsan gibi soruyorum bak.

Kaya: Yok, cidden.

Doğu: Yalnız mı bekliyorsun?

Kaya: Evet de sen niye bu kadar sorguladın?

Doğu: İnsan olasım geldi bu gece, sana ne?

Kaya: Tamam.

Doğu: Yarın senin yerine çalışırım. İşe gelme.

Kaya: Niye?

Doğu: Çok sorgulama Kaya.

Doğu: Vazgeçerim.

Kaya: Gerek yok zaten, yarın işe gelirim ben.

Doğu: Amk sana da vicdanlı olmaya gelmiyor.

Doğu: Şu fakir gururunu bırak artık gözünü seveyim.

Doğu: Bi yüzünü görelim.

Kaya: Ben senin vicdanına sokayım Doğu.

Kaya: Git başkasıyla uğraş gece gece.

Doğu: Yarın işe gelme dedim. Konu kapandı.

Doğu: Abi sözü dinle.

Kaya: Abi?

Doğu: He.

Kaya: İyi, öyle olsun abi.