55

12.1K 754 29
                                    

| Doğu |

Salı.

19.26

Doğu

Devrim

Odamın kapısı yavaşça aralandığında gözlerimi ekrandan ayırmadan konsola yüklenmeye devam ettim. Ya gün doğmuştu ya da akşam olmuştu. Hangisi olduğunu tam olarak kestiremiyordum, çünkü günlerdir siyah storlarla en ufak bir temasta bulunmamıştım.

"Doğu, akşam yemeği."

Cayır cayır yanan gözlerimi ekrandan ayırmadan "Siz yiyin, ben sonra yerim." diye cevap verdim. Üst üste sigara içmekten boğazım kupkuruydu ama yine de kendimi buradan kaldırabilecekmişim gibi hissetmiyordum.

İçten bir homurtuyla oflayıp yanıma çöktüğünde de "Bugün Kaya'nın yanına gittik." dediğinde de dönüp Devrim'e bakmadım. İçimde anlık bir sızlama olsa da etkisi çok uzun sürmemişti. Çünkü günlerdir yaptığım şeyi yaparak hissetmeye başladığım anda beynimi oyuna odaklamıştım.

"İyi mi annesi?"

"İyi. Bir iki güne taburcu olacakmış."

"Hassiktir ya!" Konsolu yere fırlatıp kaçırdığım pozisyonun tekrarı oynarken hırsla ekrana baktım. "Elimin ayarını sikeyim."

Oyun tekrar akmaya başladığında hızla konsolu alıp oynamaya devam ettim. Odadaki tek ses tuşlardan yükselen tıkırtılardı.

"Odan leş gibi sigara kokuyor bu arada."

Topu doksana takmanın heyecanıyla "Gol be!" diye bağırdığımda odaya girdiğinden beri ilk kez göz göze geldik. Dudaklarımdaki geniş gülümseme donuk bakışlarının etkisiyle silinirken gözlerini kaçırıp birbirine kenetlediği ellerine baktı.

"Ne oldu?"

Dik dik gözlerime baktı.

"Yaz boyunca odanda takılmayı mı düşünüyorsun?"

Oyunu durdurup yanıma bıraktığım paketi aldım. Dudaklarıma yerleştirdiğim dalı ateşlerken hala gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.

"Sana ne amına koyayım?"

Dudaklarımdaki sigarayı çekip alırken gözleri öfkeli bakıyordu.

"Saçmalıyorsun Doğu, farkında mısın?"

"Derken?"

Sigarayı olduğu gibi kül tablasına bastırdığında söverek eline vurdum. Ulan herkes niye benimle uğraşıyordu, cidden anlamıyordum.

"Salak salak tribe gireceğine Kaya'nın yanına git. Şimdi bencillik yapmanın sırası mı sence?"

Günlerdir görmezden geldiğim o ağrı yine göğsümü zorlarken boş boş yüzüne baktım.

"Bakma öyle. Daha önce de şüpheleniyordum ama son günlerde iyice emin oldum."

Açıkçası ne anladığı, nasıl anladığı zerre sikimde değildi. Benim derdim hiçbir zaman insanlarla ilgili olmamıştı, ben sadece kendi sınırlarımı aşamamıştım. Bir yanım keşke hiç aşmamış olsaydım, diye düşünüyordu. Ama olan olmuştu bir kere.

"Kim ne düşünecek diye umursama git yanında ol çocuğun."

Paketten yeni bir dal çıkarıp dudaklarıma yerleştirirken ellerim titriyordu.

"Bunun benim bencilliğimle alakası yok," dedim düz bir sesle. "Yanında olmamı o istemedi."

"Anlamadım?"

Sigaradan iki derin nefes çekip kalanını kül tablasına bastırdım. Günlerdir saçma bir döngü içindeydim. Başladığım hiçbir şeyin, sigaranın bile, sonunu getiremiyordum.

"Size niye geldiniz falan dedi mi?"

"Sana öyle mi dedi?"

Ayağa kalkıp vücudumu zar zor yatağa taşıdım. Örtünün altına girip kafamı yastığa koyduğum anda göz kapaklarım aşağı düştü.

"Dedi işte bir şeyler."

Konuşmanın bittiğini anlayan Devrim sessizce odadan çıkarken kendimi bir kez daha derin uykunun kollarına bıraktım.

____

sınır hattıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin