34

13.5K 779 85
                                    

Pazartesi.

19.20

Doğu: Oğlum napıyorsun burda?

Kaya: Görevliyim amk görmüyor musun?

Doğu: Mesain yok muydu bu gece?

Kaya: Yok.

Doğu: E sorduğumda niye bugünün boş olduğunu söylemedin?

Kaya: Sence amk?

Doğu: Mezuniyet töreninin olduğu güne mesai yazdıracak kadar salak mıyım amk?

Kaya: Oğlum senin yerine ben çalışıyorum zaten. Gereksiz tribe girmesen mi?

Doğu: Sen sorumluluk almayı seviyorsun.

Doğu: Yoksa burda işin ne ;)

Kaya: Engin hoca rica etti. Kırk yılın başı bir şey istemiş adam, hayır mı deseydim?

Doğu: Mezuniyet töreninde görevli olmaktan daha önemli işlerim var deseydin.

Kaya: Ama demedim.

Doğu: Malsın çünkü.

Kaya: :)

Görüldü. 19.25

Doğu: Bu ne şimdi? (20.30)

Kaya: Provaya gelseydin bu kadar şok olmazdın kardeşim.

| Kaya çevrimdışı.

Görüldü. 20.31

| Kaya |

Provadan provaya elime aldığım bağlamayı kucağıma yerleştirip akor ayarını kontrol ederken içim tuhaf bir heyecanla kasılıyordu. Babam benimkini kırdığından beri çalmayı bırak elime bile almamıştım. Oturup babam yüzünden vazgeçtiğim şeylerin listesini yapsam ne kalem yeterdi yazmaya ne sabrım. Bu yüzden hiçbir şey hafızamda yer etmiyordu ya zaten. Hayal kırıklığına uğradığım her an, hafızamda karanlık bir çukura gömülüyordu.

Devrim yanımdaki sandalyeye oturduğunda başlamak için mikrofonu ayarlamasını bekledim. Provalarda nasıl söylediğini görmesem türkü söyleyebileceğine hayatta inanmazdım.

Aramızdaki tabureye bırakılan su şişesini açıp bir yudum aldığımda ayarlamaları bitirip bana baktı. Bir baş hareketiyle başlamamı işaret etti.

Oturuşumu dikleştirip bağlamanın teline vurdum. Parmaklarım bağlamanın sapında hızla gezinirken gözlerim mezun öğrencilerin oturduğu kısma kaydı. Üçüncü sıranın en sonunda oturduğunu bildiğim için gözlerim direkt oraya odaklanmıştı. Biliyordum, çünkü tören başladığından beri gözlerim üzerinden ayrılmamıştı.

Bittiğine inanamıyordum. Yani inanıyordum inanmasına ama şafak saydığım günün beklenmedik bir şekilde çabuk gelmesini hala sindirememiştim.

Doğu gerizekalısı mezun olunca kavuşacağım rahatın hayaliyle sakinleştiğim günler dün gibiydi. Yine öyle hissetmem gerekiyordu. Hissettiğim burukluğun akla mantığa sığan bir yanı yoktu çünkü. Ama hissediyordum işte.

Göz göze geldiğimiz anda dudaklarını biraz daha yukarı kıvırdı. Mavi kepin altında saçları darmadağınıktı ve buna rağmen hoş görünüyordu.

Şaşkın bakışlarla başını iki yana sallarken ağzının içinde bir şeyler gevelediğini gördüm. Yüksek ihtimal bana sövüyordu. Kendimi tutamayıp ben de güldüm.

Devrim sözleri mırıldanmaya devam ederken kendi kısmımın geldiğini fark ederek gözlerimi bağlamaya çevirdim.

"Yüce dağ başından aşırdın beni

nedem nedem yar beni,

Tükenmez dertlere düşürdün beni" şu an da gülmemem gerektiğini biliyordum, ama dudaklarımdaki aptal şırıtışı bir türlü silemiyordum. Gözlerimiz bir kere daha buluştuğunda "Madem soysuz gönlün bende yoktu

Niye doğru yoldan şaşırttın beni." diye devam ettim. Oturduğu yerde başını arkaya atıp kahkahalara boğuldu. O an sesimi kontrol etmek için uğraşıyor olmasaydım benim yapacağım da tam olarak buydu. Kahkası dindiğinde gülmekten ıslanmış gözlerle yüzüme baktı. Son kez tellere dokunurken göz kırptım. Bağlamayı kenara bırakıp ayağa kalktığımda gözlerim yine olduğu tarafa kaydı. Dudakları son noktasına kadar kıvrılmıştı. Gözlerinin içi gülüyordu. Kendimi bir anda keşkeler denizinin içinde buldum. Keşke burada olmasaydık, keşke şu an yalnız olsaydık ve keşke şu an kafası güzel olsaydı. Çünkü o zaman gidip ağzımı gülüşüne dayandığımda kimseye hesap vermek zorunda kalmazdım.

Tümsekten bozma sahneyi bizden sonra çalacak öğrencilere bıraktığımız sırada telefonum titredi.

Doğu: Yapacağın göndermeye sokayım.

Gözlerimiz bir kez daha buluştuktan sonra parmaklarım ekranda dolaştı.

Kaya: Niye üstüne alındın ki sen şimdi?

Doğu: Belki eşek gibi sırıtıp bana bakarak söylediğin içindir?

Kaya: Yo. Sana öyle gelmiş.

Doğu: Yalanını sikeyim.

Doğu: Bir de gülüyor aq çocuğu.

Doğu: Çoluk çocuğa maskara olduk.

Kaya: Sen niye gülüyorsun o zaman gerizekalı?

Doğu: Amk okulundan mezun olduğum için mutluyum?

Kaya: Öyle diyorsan ;)

Kaya: Tebrik ederim bu arada.

Doğu: Eyvallah.

Doğu: Eline sağlık bu arada.

Doğu: Güzeldi.

Kaya: Sağol.

Doğu: Çıkışta eve mi gideceksin?

Kaya: Hayırdır?

Doğu: İçmeye gideceğiz sende gel istersen.

Kaya: Yok abi gelmeyeyim ben, siz gidin.

Doğu: Sen bilirsin.

___

sınır hattıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin