| Kaya |
Kaya
Doğa
Perşembe.
Aynı gecenin devamı.
00.25
Uzun bir süre mutfakta bulaşıklarla boğuştuktan sonra bar kısmına geri döndüğümde onu hala aynı bar taburesinde otururken görmeyi beklemiyordum. Ama karşılaştığım sahne tam olarak buydu. Kaç bira içtiğini saymamıştım fakat yarıya düşmüş göz kapaklarına bakılırsa hatrı sayılır bir rakama ulaşmıştı.
"Sen hala gitmedin mi?"
Yüzümde dolaşan bakışlarıyla eş zamanlı olarak yukarı kıvrılan dudakları "İçki ısmarlayacağım dedim ya." diye kıpırdandı. Mekanda paspas kovasını iterek tuvalet kısmına götüren Türker ve ikimiz dışında kimse kalmamıştı. Hafta ortası olduğu için erken kapatıyorduk.
"Yeterince içmedin mi kardeşim?"
"Bir an Derin konuşuyor sandım. Neyse, sus da bira ver hadi."
İtiraz etmek için ağzımı açtım ama kelimeler bir türlü dışarı çıkmıyordu. Sonunda başımı sallayarak raftan iki bardak aldım. Bira doldururken bakışlarını üzerimde hissediyordum ama dönüp bakmadım.
Önüne sürdüğüm bardağı vakit kaybetmeden dudaklarına dayadı. Kendi biramı da yanına bırakıp bardan çıkarak yanındaki tabureye oturduğumda bardağı dudaklarından uzaklaştırıp sırıttı. Dudağının üstünde biranın köpüğü kaldığı için olduğundan daha sarhoş görünüyordu.
Tokuşturmam için bardağını benimkine yaklaştırıp "Doğum günün kutlu olsun." dedi.
"Eyvallah."
Gece boyunca su içmeye bile vakit bulamadığımdan buz gibi bira boğazımdan akarken hazla titredim. Doğum günüm olduğu için özel hissettiğim falan yoktu ama şu an bira boğazımı hem serinletip hem yakarken rahatlamış hissettiğim kesindi.
Bardağı tekrar önüme koyduğumda o hala yudumlamaya devam ediyordu. Sarhoş gibi görünmüyordu ama bu kadar sırıtması da normal değildi.
"Eve nasıl gideceksin?"
"Taksiye atlar giderim. Ne oldu?"
Normal cevaplar verebildiğine göre sandığım kadar çarpılmamıştı. Başımı sallayıp sessizce biramı içmeye devam ettim. Arkadaş bile olmadığın bir adamla içki masası muhabbeti de yapamıyordun doğal olarak.
Durup dururken kahkaha atmaya başladığında gözlerim tekrar yüzüne kaydı.
"Abi," dedi kahkahalarının arasında soluklanırken. "Haftalarca boşuna dayak yediğim aklıma geldikçe sinirim bozuluyor."
Aptal sırıtışına tepkisiz kalmak zordu. Dudaklarımın ufak bir kıpırtıyla yukarı kıvrıldığını hissettiğimde engel olmak yerine genişlemesine izin verdim.
"Benimle uğraşacağına Yaren'le konuşsaydın şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık güzel kardeşim."
"Evet, olmazdık."
"E niye konuşmadın?"
Elini yüzüne kapatıp ovuştururken derin bir nefes aldı.
"Üzmemek için. Sanırım."
"Elde ettiğim kız bana çekici gelmiyor muhabbeti mi yapacaksın yine?"
Keyifsiz keyifsiz güldükten sonra gözlerini olmayan bir noktaya odakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sınır hattı
Teen FictionVenüs'ün kitabıdır, o dönene kadar bu hesapta geçici olarak bulunmaktadır.