1.Bölüm: Havuz Problemi
15 Ay Önce
Siz hiç en yakın arkadaşınız için yalan söylediniz mi?Ben söyledim.
Hem de ne yalan! Bildiğiniz kuyruklusundan.
Peki ne için? Ne yapmak için dersiniz? Evlenebilmesi için. Çocukluğundan beri sevdiği, aşık olduğu adamla bir ömür ayrılmaması için.
Valla buna değer miydi? Bence değerdi! Hayatta bundan daha değerli başka ne olabilir ki?
**
Aslına bakarsanız şuan kız kaçırıyorum sayılırdı. Şirin'in ailesi bizi yurt dışına alışveriş yapmaya gidiyoruz diye biliyordu. Ama aslında biz kimselere yakalanmadan evlenebilmesi için bu yolculuğa çıkıyorduk.
Neyse ki bu konuda yalnız değildik. Yanımızda suç ortaklarımız da vardı.
Şirin'in amcası Fatih abi vardı mesela. Gerçi şu an kendisi pek bir gönülsüz duruyordu ama o konuyu şimdi açmasak daha iyiydi. Anlatması bir hayli uzun sürerdi.
Fatih abiden başka ortaklarımız da vardı elbette. Tam karşımda oturan damat beyimiz Kerem'in ikiz kardeşleri Maydanozlar; Efsun ve Egemen gibi.
Yerlerinde duramayan, her işi karışan ve asla gülümsemelerini yüzünden eksik etmeyen bir takımdı onlar. Henüz liseye gidiyorlardı. Bu sene son sınıfa başlayacak olmalarına rağmen maşallah benden çok şey biliyorlardı. Onların her günü ayrı bir eğlence, ayrı bir maceraydı.
Yanımda oturan kişi ise Mihrimah'dı. Kerem'in büyük kız kardeşiydi.
O daha çok abisine benziyordu. Kerem gibi ciddi duruyordu. Hatta biraz daha fazla ciddi duruyordu ama ortama ayak uydurmak konusunda fena sayılmazdı. Sanırım bu durum biraz çekingen olmasından kaynaklanıyordu ama bu benim için sorun değildi. Sonuçta bende Maydanozlar kadar konuşkan olduğum için yabancılık çekmezdi muhtemelen.
**
Özel jetle yapılan yolculuk sonrasında bu küçük grup karaya indiğinde hemen kalbim pır pır etmeye başlamıştı, heyecanlanmıştım. Sanki ben evleniyordum.
Böyle gizli kapaklı işler çevirmek çok zevkliydi. Her an yakalanma korkusu, adrenalini yüksek tutuyordu. Bende buna bayılıyordum.
Hayır, psikopat değildim tabi ki.
Ya da çok değildim. Bilmiyorum, emin değildim.
"Pasaportlar tamam bizim." demişti Şirin. Kerem ve kardeşleri arkamızda kalmıştı. Fatih abi ve biz işimizi önden halletmiştik.
"Siz yavaş yavaş çıkışa doğru gidin o zaman. Biz de geliyoruz şimdi." demişti Kerem de. Bir yandan da görevlinin sorularına cevap veriyordu.
"Tamam, biz sizi dışarı da bekliyoruz." demişti Şirin ona ve bize dönmüştü.
"Hadi, gidelim."
Bavullarımız ellerimizde çıkışa yönelmiştik. İçerisi kalabalık ve boğucuydu. Bir sürü insan oradan oraya gidip duruyordu. Sürekli bir anons sesi ve insanların uğultusu birbirine karışıyordu. Bu yüzden dışarı çıkınca temiz hava aldığım için mutlu olmuştum.
Tam o anda da bir şey olmuştu bana. Bilmiyorum, değişik bir şey. Daha önce başıma hiç gelmemiş bir şey.
Sanki dünyadan soyutlanmıştım. Duyamıyordum, göremiyordum, nefes alamıyordum.
Sadece bir kişiye odaklanmıştım.
Kimdi bu?
Uzun boyluydu. Kol kaslarından sporla ilgili olduğu anlaşılıyordu. Buğday rengi saçlarını özenle yapmıştı. Yani yakışıklı olduğunun farkındaydı. Yeşil gözleri ilgi ile parlıyordu. Üzerinde beyaz bir gömlek ve koyu lacivert bir kot pantolon vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Taktik [Tamamlandı✔]
RomanceBir tehdit, teklif'e dönüşürse ne olur? -- Hikayemi uyarlayan ya da çalan olursa önce vicdanına, sonra da adalete teslim ediyorum. İlk bölüm yayın tarihi: 12.02.2020 Final bölüm yayın tarihi: 12.04.2021 #Romantizm 18 (06.11.2020) #Romantizm 11 (09.1...