2.Bölüm: Havaalanı
Şimdiki Zaman
"Ece kızım, telefonun çalıyor!" Çiçek ablanın sesini duyduğumda mutfakta kurabiyelerimi tepsiye diziyordum.
"Geliyorum!" elimdekileri bırakıp hemen içeri koşmuştum. Telefonumu tezgahta unutmuştum.
Burası, benim ve canım arkadaşım Şirin ile ortak olarak açtığımız kafemizdi. Şirin benim üniversitede tanıştığım ve o günden itibaren hayatımda değişmez bir yere sahip olan ilk insandı.
Aslında ikimizde işletme okumuştuk ama mezun olunca, hayallerimiz başka yönde olduğu için bu kafeyi açmıştık.
Çiçek abla ise kafeye sonradan ortak olmuştu. Zaman geçmiş ve Şirin evlenmişti. E tabi sorumlulukları da artmıştı. Böyle olunca beni yalnız bırakmamak adına yanımıza bir destekçi almıştık. İyi ki de almıştık. Çiçek abla geldiği günden beri ikimizin de eli ayağı olmuştu. Daha önce tanışmamış olduğumuz için ikimizde pişmandık.
Şimdi ise telefonu elime aldığımda gördüğüm isim, şaşırmama neden olmuştu. Arayan Şirin'in eşi Kerem'di. 'Acaba bir şey mi oldu?' diye hemen endişe ile telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.
"Alo?" demiştim.
"Alo, Ece müsait misin?" telefonun ucundan gelen ses oldukça normaldi. Demek ki kötü bir şey olamamıştı.
"Evet, müsaidim." derken bir yandan da düşünüyordum. Ne söyleyeceğini tahmin etmeye çalışıyordum.
"Ya aslında utanıyorum ama senden bir şey istesem?" böyle söyleyince daha çok merak etmiştim.
"Tabi. Yapabileceğim bir şeyse, neden olmasın?"
"Şirin'e bir sürprizim var. Bugün Uğur Türkiye'ye geliyor." dediğinde gözlerim büyümüştü. Anında içimde bir şey hareketlenmeye başlamıştı.
"Ya, ne güzel! Benden ne istiyorsun peki?" elimle önümdeki şeker kavanozları ile oynamaya başlamıştım. Yerimde duramıyordum. Heyecanlanmıştım.
"Benim biraz sonra bir toplantıya girmem gerekiyor. Oradan da partiye anca yetişirim. Senden rica etsem Uğur'u havaalanında sen karşılar mısın?" söylediklerini anlamam bir dakikamı almıştı. Beynim eror vermişti sanki.
"Ben mi?" demiştim elimle kendimi göstererek sanki karşımdaymış gibi.
"Evet, yıllar sonra ülkesine benim için dönüyor çocuk. Karşılamaya gitmezsek çok ayıp olacak. Karşısında tanıdığı birilerini görsün istiyorum."
"Anladım." aslında anlamamıştım.
"Eee ne diyorsun? Gidecek misin?" dediğinde düşünmeden cevap vermeye başlamıştım.
"Tamam giderim."
"Gerçekten mi? Çok sağ ol Ece. Uçağı saat on da inecek. Gerçekten çok teşekkür ederim."
"Önemli değil."
"Görüşürüz."
"Bay bay." telefonu kapattığımda neyi kabul ettiğimi daha yeni anlamıştım. Bu çok saçmaydı. Neden ben olmak zorundaydım ki? Tam da her şey yoluna girmişken, nereden çıkmıştı bu?
Kendime kızıyordum. Neden ellerim terlemeye başlamıştı, kalbim sıkışıyordu, nefes alış verişim hızlanmıştı? Beynim çok hızlı çalışıyordu ve uzun zaman önce yaşadıklarım sırasıyla gözlerimin önüne geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Taktik [Tamamlandı✔]
RomanceBir tehdit, teklif'e dönüşürse ne olur? -- Hikayemi uyarlayan ya da çalan olursa önce vicdanına, sonra da adalete teslim ediyorum. İlk bölüm yayın tarihi: 12.02.2020 Final bölüm yayın tarihi: 12.04.2021 #Romantizm 18 (06.11.2020) #Romantizm 11 (09.1...