40.Bölüm: Oyun Bitti

4.4K 294 53
                                    

40.Bölüm: Oyun Bitti

Söylenen şarkılarda, kalbinizi en acıtan notasındaki satırlarda yazan sözler gibiydim. Kadehlerin masaya vurulduğu; o hani 'Buraya kadarmış.' ya da 'Ben bittim, biz bittik.' denilen nakaratlar vardır ya hani, işte tam da oradaydım.

Kalbim sızlıyordu. Ağır geliyordu taşımak. Söküp atmak geliyordu her şeyi tüm benliğimi içimden. Yarınım, dünüm, bugünüm yok olmuştu birden. Ben kendimi hiç bu kadar yokmuş gibi hissetmemiştim kendimden.

"Ağlama artık güzelim. Bak, gözyaşlarına yazık! Harap ettin kendini." Şirin üzgünce saçlarımı okşuyordu. Bu hareketiyle ne kadar beni teselli etmeye çalışsa da maalesef tam tersi bir etki yaratıyordu.

"Ben.. ben.. hiçbir şey söyleyemedim Şirin. Öyle.. öyle ..kaldım...kızın... suratına ... bakarak.." ağlarken konuştuğum için aralarda hıçkırıyor ve derin nefesler almak zorunda kalıyordum.

"O nasıl bir insanmış zaten onu hiç anlamadım. Uğur neden tüm bunlara izin verdi, onu hiç hiç anladım." yaşananları elimden geldiğince, ağlama krizimden ara verdiğim yerlerde anlatmaya çalışmıştım ona.

Hastaneden çıktıktan sonra ruh gibiydim. Bir boşlukta kalmışım ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı ama kendimden de korkmuştum. O kadar bunalmış ve o kadar mutsuzdum ki o duygu durumunda yanlış kararlar verebileceğime emindim. Bu yüzden yanımda biri olsun istemiştim. Sonsuz güvenebileceğim ve beni dinleyen arkadaşımın yanına elimden geldiğince çabuk gelmiştim.

"Anlaşılmayacak ne var Şirin! Her şey ortada işte. Ben neyim ki zaten onun için. Babasının zoruyla nikah masasına oturduğu, başına saçma sapan bir şekilde kalmış bir kız. Elimden tutup 'Bu benim karım.' diye beni tanıştıracak hali yoktu ya!" sinirden sesim yüksek çıkıyordu. Ağladığım içinde boğazım acımaya başlamıştı artık. Şirin'i gördüğüm, kapıdan içeri girdiğim andan beri ağlıyordum çünkü.

"Haksızlık ediyorsun Ece. Ben Uğur'un evli olduğunu bilerek sakladığına inanmıyorum." benim asıl kızdığım konu bu değildi aslında. Başta, taa en başında hatayı ben yapmıştım. Ona sinirleniyordum.

"Ben ona kızmıyorum ki zaten. Neden kızayım? Ne suçu var ki onun! Tüm suç bende bende. Benim o salak aklımda." avucumun içi ile kafama bir iki kez vurmuştum. Hiçbir şey hissetmiyordum artık.

"Yapma yapma!" Şirin hemen elimi tutup bana engel olmuştu.

"Ben neyime güvendim de beni sevebileceğini düşündüm ki sanki? Aklım almıyor. Nasıl bu kadar hayal elemine dalıp gittim?" boş misafir odalarının birinde yatağın üzerine karşı karşıya oturduğumuz için şanslıydım. Bu konuştuklarımızı kimsenin duymasını istemiyordum.

"Hiç de hayal değil! Bal gibi o da seni seviyor. Her şey ortada. Aranızdaki çekimi görüyorum ben." demişti her şeyin üzerine şaka yapar gibi.

"Ya bırak Şirin ya! Nerede gördün acaba? Kaç kere bir araya geldik ki sanki. Beni avutmak için söylüyorsun işte, anlamıyor muyum ben?" diye birden çıkışmıştım ama anında ona bağırdığım için pişman olmuştum.

Neyse ki Şirin durumumun farkındaydı ve bunun üzerine çok durmamıştı.

"Tamam, kabul belki gözümle görmedim ama anlattıkların. Sana ne kadar destek oldu. Hep yanımdaydı dedin. Ailenin durumunu öğrendiğinde yatak döşek yatarken sana o baktı hatırlatırım!" o günleri düşündüğümde bana da öyle geliyordu, ya da gelmişti. Ben görmek istediğim gibi görmüştüm.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin