2. Bölüm: LİSE

217 23 9
                                    


Medya: Ayaz 💣

Kahvaltı.. Ha, evet önümdeki şeyler yeniyordu.

Sabahları cidden kafam çalışmıyor. Şu yaz tatili ne ara bitti bir anlasam.

"Servis gelecek hadi oğlum." diyen annem yanağıma bir öpücük kondurduğunda ona uykulu halimle gülümsemeye çalıştım.

Servis işini bile ben okula gitmeden halletmişti.

Onu ne kadar yorsamda hep yanımda olan ve olacak nadir kişilerdendi.

Belkide tek kişiydi.

O sırada evi sarsan korna sesiyle elimdeki çatalı tabiri caizse tabağa atarak kapıya koştum. Annem de peşimden koştuğunda uykulu halimden eser kalmamıştı.

Göt tutuşması, sen nelere kâdirsin..

Ayakkabılarımı ayağıma geçirmeye çalışırken, annem çantamı almış omzuma takmaya çalışıyordu.

Bir koşu kendimi servise attığımda herkes nefes nefes kalmış halime karşın garip bakışlarını bana gönderiyordu.

Tabi hepsi ilk günün heyecanı yüzünden ayık, her şeyi tam yapma moduna çoktan girdikleri için tavrım onlara garip gelmişti.

Amaaan, iki gün sonra görürüm zaten nasıl sürünüyorlar. Bırak heyecanlı olmayı, uykudan gözlerini açamayacaklardı.

Sabah sabah okulumun hiç unutamayacağım ilk gününe şahane bir giriş yaptım.

Kesinlikle hiç unutamayacağım.

Her neyse umarım bugün yaşayacağım talihsizlikler bununla kalmakla yetinir.

°•°•

İlk dersin bitmesine 10 dakika kalmıştı. Fizik denilen şimdiden bayaa hayran kaldığım dersi görüyorduk, tabi hayatın bana inadı, adının Merve olduğunu öğrendiğim hoca ilk günden ders işlemeye başlamıştı. Bense iyice bunalmıştım.

Ders öncesi de çok farklı bir şey olmamıştı, klasik olarak herkes oturduğu kişiyle tanışmıştı, kaynaşmaya başlamıştı. Çok iç içe değildik şimdilik. Eh benim öyle bir beklentim yoktu gerçi..

Sadece şuan yanımda, sıraya kafasını gömmüş yatan çocukla bir iki konuşmuştuk.

O da benim gibi ilk günü siklemeyenlerdendi muhtemelen. İlk dersten uykuya başladığına göre.

Adı Sarptı. Kısa ve öz. Yani benim ismimde kısa ama çok da öz sayılmaz herhalde. Gerçi Sarpın da bir özlüğü yok ama..

"Ayazdı değil mi adın? Oğlum bizimle misin?!"

Aha sıçtık. Hoca ne diyordu acaba?

Neyden bahsettiğini anlamadığım için bir umut yanımdaki Sarpa baktım ama o da benden farksızdı anlaşılan.

"Hocam bence.." dedim oturduğum sırada doğrulup boğazımı temizlerken.

Zaman kazanmalıydım.

"Anlamadım?" dedi bana garip bir bakış atarak. Bence kelimesinin nesini anlamamıştı?

Göz ucuyla tahtaya baktığımda yazdığı bir kaç sayıyı görmemle dişlerimi sıktım.

Kesin soru sormuştu!

"25 hocam!" dedim hoca ağzını açtığı sırada. Belki cevaba yaklaşmışımdır.

'Ne alaka? Ne alaka?'

Herkesin gülmeye başlaması hayra alamet değildi. Yanımdaki çocuk bile arkasındakine dönmüş fısıldayarak birşeyler demişti. O da hocanın ne sorduğunu bilmediği için konuyu anlamaya çalışıyordu muhtemelen.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin