29. Bölüm: AYAZIN CESARETİ BENİM KORKUMDU

32 8 0
                                    


Damla Korkusuzdan...

"Eylül... Niye yapmış ki bunu durduk yere?" diye soran Ayazla gözlerimi karşımdaki denizden ayırmadan cevap verdim

"Bilmiyorum.. Anlamıyorumki hiç bi haltı! Dün Kayra geldi zaten bişeyler saçmaladı, Eylül idda için yapmış falan diye." dedim kafamı ona çevirirken. Aklım çok karışıktı..

"İdda mı?" diyerek gözlerime şaşkınca baktı solumda oturan Ayaz. Kafamı tekrar denize çevirip derin bir nefes alıp verdim.

Dün Eylülle olan saçma atışmamızdan iki ders sonraki tenefüste Kayra gelip 'Eylül idda için yapmış' demiş ve Kantinde Canerle Altayı konuşurken duyduğunu söylemişti. Dediğine göre Eylül ve Altay iddaya girmiş ve Eylül kaybetmişti, ve Altayın evine gidecekti.

İşin saçma tarafı, Eylülün o dangalakla böyle bir iddaya girmesi hadi onu da geçtim, aramız bozulduktan sonra gelip idda için yaptım dememesiydi.

Acaba ne iddasına girmişlerdi?

"Evet idda." diye cevap verdim.

Ayazın ise teşekkür şartı çıkışta benimle bişeyler yapmakmış, okul çıkışında kendimi deniz kenarında oturup onunla dertleşirken buldum.

"Ne iddası Damla? E çok saçma bu!" dedi Ayaz elini saçından geçirirken. Biraz karışık anlattığımı biliyordum ama benim aklım zaten karışıktı...

"Evet işte! Eylül benim 5 yıllık arkadaşım, idda için beni kıracak öyle mi? Gerçekten saçmalık. Ama öte yandanda beni sebepsiz asla üzmeyeceği için iddaya girmiş olması mantıklı geliyor." diyerek tek elimle önüme düşen saç tutamlarını geriye atarken ofladım.

"Eylülle neden konuşmadın?"

Ayazın zümrüt gibi parlayan gözlerine bakarken gülümsedim.

"Belki bunu söylersem çok bencil veya düşüncesiz olduğumu düşüneceksin ama..." diyip sustuğum an Ayaz araya girmişti

"Sen ne bencilsin, ne de düşüncesiz. Ben bunu biliyorum ve sana inanıyorum. Hadi atma içine anlat."

Yeşil gözlerine dalıp gitmiştim sanki... Çok güzellerdi...

Birden oturduğumuz kayanın üzerinde bana doğru yaklaşınca şaşırmıştım. Ben şaşkınca ne yapacağını beklerken sağ elini kadırıpta saçımı kulağımın arkasına attığında içimde uçan kelebeklere karşın tebessüm etmiştim.

Gülümserken elini çekip yavaşça sol elimi tuttuğunda istemsizce gözlerimi ayırıp bir iki saniye ellerimize baktım.

Ayaz Cesur, benim elimi tutuyordu...

Deniz de sanki içimdeki duygularım gibi coşmuş, gelen dalgalar oturduğumuz kayanın altına vurup gitmeye başlamıştı.

Yüzümüz arasında yaklaşık üç santim varken ben şaşkınca tebessüm ediyor, o gülümsüyordu.

"Bana anlatabilirsin mucize.. Ben anlarım." diye fisıldadığında sanki içimi huzur kaplamıştı. Kalbim o kadar hızlı atıyorduki.. Kalbim telaşlı, ben huzurluydum.

Elini yavaşça çekip eski yerine doğru kayınca vücudum tekrar esen rüzgarı hissetmeye başlamıştı, o elimi tutarken hissetmiyordum...

Gözlerimin içine anlamlı bi şekilde baktığında, tebessümünü hiç bozmamıştı. Bu çocuğu nasıl sinir hastası etmişlerdi?

"Eylülle konuşmadım çünkü Kayra'nın dediklerinin doğru olduğundan emin olamadım. Yanii, Kayra çocukluğumuzdan beri aramızın bozuk olmasına dayanamazdı. Şimdide küs kalmayalım diye..." cümlemi devam ettirememiştim. Böyle düşünmek beni suçlu hissettiriyordu.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin