47. Bölüm: LABİRENT

30 4 39
                                    


Rüzgâr Ateşten...

"Öff.. Gene ne halt vardıda tatilde bile bizi okula çağırdı bu müdür?"

Arabayı kullanırken yanımda oturan Berke söylenmeyi ihmal etmiyordum.

"Sömestır etkinliği falan birşeyler diyordu okulun attığı mesajda. Kolej oldu ya pabucumun anadolu lisesi."

Güldüm. Haklıydı, kaç senelik anadolu lisemizi kolej yapacakları tutmuştu.

"En azından beleş okuyoruz be. Boşver." dedim iyi tarafından bakmaya çalışırken.

Okula giden sokaktan sola döndüğüm sırada Berkin telefonunu çıkardığını gördüm.

Göz ucuyla ekrana baktığımda içime çöken huzursuzlukla âni fren yapmıştım.

Araba hızla durduğunda Berk eliyle koltuğa tuttunduğunda telaşla konuştu.

"Napıyorsun oğlum!"

Bana döndüğünde gözümün takılı kaldığı ekrana bakarken yutkundum.

Hay mal Rüzgar. Şu hayatta kendi başına iş açmayı ne zaman bırakacaksın?

"Yanlışlıkla oldu." dedim arabayı tekrar çalıştırıp yola döndüğümde. Yavaş şekilde arabayı sürdüğümde, Berk ısrarla çalan telefonunu cevaplamıştı.

Tabi ısrarla arayacak. Hoşuna gidiyor beni süründürmek.

"Evet. Gidiyoruz. Peki bundan sanane?" diyerek belli bir sessizlikten sonra karşısındaki kişiye cevap verdi Berk.

Senin benimle takıldığını hayal eden kafamı sikeyim Cihan. Sikeyimki belki hiç olmamış olur bunlar.

"Cihan, fabrika ayarlarına dön abi. Sıktın artık. Hem Rüzgarı hem beni." diyerek birden telefonu kapattı Berk. Yola bakarken sırıttım.

Adamım ya.

"Piç." dediğinde dayanamayıp ufak bir kahkaha attım.

"Saol be Berko." dedim gözlerimi yoldan ayırmadan. Onun da güldüğünü biliyordum.

"Lafımı olur lan. Önce bir yerini bilsin o mal. Ondan önce ben vardım, ben." diyerek omzuma hafiften yumruk attığında gülümsedim. Okulun önüne geldiğimizden arabayı kenara çektiğimde ona döndüm.

"Senin yerini kimse alamaz kardeşim." diyerek arabadan indiğimde o da inmişti.

Kapıyı kapattığımda yanına ilerleyip yumruğumu uzattım. Elini yumruk yapıp benimkine vurduktan sonra kolunu omzuma atmıştı.

Bende ellerimi cebime attığımda okulun girişinden ilerleyip bahçeye doğru adımlıyorduk.

Bahçede ilerlediğimizde okulun neredeyse hepsinin burda olduğunu farketmiştim. 12' ler dışında bütün sınıfları kapsayan bir etkinlik yapılacaktı. Peki neydi bu etkinlik?

Berk kolunu omzumdan çektiğinde alaylı bir nefes almasıyla tanıdık birilerini gördüğünü anlamıştım.

Öncelikle Bismillah.

Kafamı yavaşça baktığı yöne çevirdiğimde okulun duvarına yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş doğrudan bize bakan Cihanı görmemle yüzüm düz bir ifade almıştı.

Kafamı karman çorman etmişti bu herif.

"İlk günlere döndürecek bu beni illa." diyerek mırıldanan Berk hızla ona doğru ilerlediğinde büyük bir adım atıp onu kolundan yakaladım.

"Hayır Berk. Bu iş tekrar başlarsa ben de seninle beraber ona yapmadığımı bırakmam ve maalesef artık durum ilk zamanlar gibi değil. Ona dokunursam kaybedeceğim şeyler var artık.."

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin