28. Bölüm: İDDAYA VAR MISIN?

20 8 0
                                    


Medya: Caner

Eylül Avcıdan...

3 saat önce...

"Eylül, biz kantine iniyoruz, kızlara etrafi göstericem biraz. Gelmiyo musun sen?"

1. tenefus zilinin çalmasıyla beraber gelen Damlanın sorusuyla başımı sıradan kaldırmadan cevap verdim

"Yoooğkkh"

"Bütün ders yattı, tenefüste de yatacak herhalde, üşengeç pislik." diyen Derya kafama hafiften vurunca elini ittirdikten sonra yatmaya devam ettim.

Evet bütün ders uyudum ve şimdide uyucam. Çünkü hiç bişey uykumdan kıymetli değil. Ayrıca Biyoloji dersini dinlesem nolacaktı? Bi bok anladığım yok.

"Of o hep böyle. Uğraşmayın kaldıramazsınız, sadece kendi isterse kalkar ayı. Neyse Eylül dediğim gibi, iniyoruz biz. Kalkasın gelirse bulursun bizi." diyen Damlayı

"Hıhıhh" diye onayladığımda duyduğum adım sesleriyle gittiklerini anlamıştım.

Sonunda huzura erişmiş bi şekilde sıraya iyice yayılmışken birden kolumda hissettiğim ıslaklıkla hızlıca doğrulduğumda ceketimin baya bi ıslandığını görmemle içimden hay amınakoyum demeden edemedim.

"Eylül kusura bakma yaa. Bizim kızla koştururken yanlışlıkla meyve suyu kutusu elimden kaydı."

Başımda dikilen Tuğçe konuşurken elinde peçeteyle koşarak gelen kankası Berna bana peçeteyi uzattığında peçeteyi alıp ayağa kalktım.

Sınıfta niye koşarlar bi türlü anlamıyorum. Ortaokuldamıydık sanki.

"Gerçekten kusura bakma Eylül." diyen Bernaya sinirimi belli etmeden

"Önemli değil, bilerek yaptığınız bişey değil zaten." diyerek ceketimi temizlerken bunun böyle olmayacağını anlayıp lavaboya gitmek için sınıftan ayrıldım.

Sinirlenmemin sebebi ceketimin ıslanması falan değil de uykumun tadını bi türlü çıkaramamamdı.

Lavaboya girip ceketimi üstümden çıkardıktan sonra meyve suyu dökülen yeri suyla biraz temizlemeye çalışsamda lekesi kalmıştı. Bugün bunu giyemiyecektim sanırım.

Neyseki Ekimin sonlarına gelsekte hava çok kötü sayılmazdı. Ceketsiz idare ederdim.

Lavabodan çıkıp sınıfa ceketi bıraktıktan sonra mükemmel uykumun bozulmasına bi kere daha sövüp uykum kaçtığından kızların yanına gitmek daha mantıklı gelmişti.

Telefonumu ve kulaklığımı alıp sınıftan çıktım. Artık bunları gizlice kullanmıyorduk. Okulumuz Kolej olunca gelen avantajlardan biri diyelim.

Kantine inip etrafa baktığımda bizim kızları bi türlü göremedim. Belki bahceye çıkmışlardır düşüncesiyle bahçeye de bi göz attığımda yine onları bulamayınca geri sınıfa çıkmayı düşündüm ama zaten birazdan zil çalardı.

Zil çalana kadar biraz bahçede dursam iyi olurdu, uykumun daha da açılması açısından. Eh daha bi ders daha biyoloji vardı.

Banklardan birine oturup kulaklığımı takarak gözlerimi kapatıp müzik dinlemeye başladığımda daha şarkının ortalarına gelmeden yanımda hissettiğim hareketlilikle gözümü açtığımda bi küfür daha ettim içimden.

Sağıma oturan sarı uyuzu görmemle beraber telefonu kapatıp kulaklığı çıkardıktan sonra ona 'hayırdır sen birader' bakışı göndermeye başladım.

Mal mal oturup karşıya bakmaya devam edince

"Ne istiyosun?" dedim sert bi şekilde

"Hiiç olmam gereken yerde duruyorum sadece." diyerek gayet rahat bi şekilde karşılık verdiğinde göz devirip, oturduğum yerden kalktığım sırada kolumdan tutup

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin