37. Bölüm: OYUN BAŞLASIN

24 5 0
                                    


Medya: Pembe önlük

Arda Demirbaştan...

Benim için sıradan olan bir konuşma onlar için muhtemelen yüzyılın lafı olarak gelmiş olacakki salona geçtiğimde gördüğüm 3 kızdanda, arkada bıraktıklarımdanda ses gelmiyordu.

"Oğlum 40 yıllık şişe imalatçısıyım, böyle kapak görmedim." arkadan tanıdığım bir ses geldiğinde her zamanki ifadem kısa bir süreliğine tebessüme dönmüştü.

Sadece iki saniye..

Gecenin söylediği şeyle beraber gelen adım sesleri ile girdiğim geniş salona girdiklerini anladığımda, içeride oturan Kayra, Derya ve Damlayı gören arkadaşlarım benim aksime şaşırmıştı.

"Siz de mi burdaydınız?" diyen Kaana göz ucuyla baktım.

Ne sanmıştı ki? Biz nasıl birbirimizden ayrılmıyorsak onlar da aynıydı işte.

Gecenin dediği lafa kıkırdayarak Gecenin koluna tutunup onunla beraber salona giren Eylülle, ikisi beraber diğer kızların yanına oturmuştu.

Kaanla Ayazı takip ederek onların yanına oturduğumda peşimizden gelen Caner tekli koltuklardan birine oturmuştu.

Sarpta gelip Kaanı itekleyerek onla benim arama sıvışmıştı.

İçeriye giren Altay salonu süzdüğünde sinirli bir gülüş attı.

"Ne bereketli gün ama Caner. İki bekliyorduk dokuz geldi." diyen Altayda diğer tekli koltuğa yerleştiğinde Caner karşılık verdi.

"Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane. Bil bakalım ne?" diyen Canerle, Kaan kısık sesle alaylı bir gülüş attı.

"Eee beyler, bana laf sokmak dışında" diyerek bakışlarını bana çeviren Altaya her zamanki halimle bakmaya devam ettim

"Başka bir gelme amacınız var mı?"

"Özellikle beyler dediğine göre kızlardan rahatsız olmadın sanırım?" diyen Ayaz her zamanki sinir akan ses tonuyla konuşmuştu.

"Eh, onların arkadaşları da, siz ne alaka?" diyen Altay göz ucuyla Gece, Kayra ve Deryaya baktığında Gece göz devirmiş, Kayra Altayın taklidini yapıyormuş gibi yüzünü garip hallere sokmuştu. Derya.. Deryanın tek yaptığı Kaana bakmaktı.

Ayaz tam ağzını açıp bir şey diyecektiki sanırım vazgeçti.

Sevgilim diyecekti.

Her ne kadar bize üstü kapalı anlatsa da biliyordum. İnsanların düşüncelerini sezmekte iyiydim. Ayaz son zamanki neşeli tavırlarıyla belli ediyordu zaten.

Şimdi onlar olmasa Ayaza yine aklından geçtiği şekilde 'sevgilim çünkü' derdim, Ayaz da 'yine mi şerefsiz' diye bana çıkışırdı.

Onlarla yaptığım bu ufak atışmalar hep hoşuma gidiyordu. Onlara her ne kadar belli etmesemde onlarla olmak paha biçilemezdi.

"Noldu kaldınız bi sanki?" diyen Canere karşın sessizliğimi korudum.

Ayaz bir zamanlar Cihana sessiz çocuk derdi. Ama ben o zaman bile Cihanı anlıyordum. Cihan da benim gibiydi. Yeri geldiğinde, ama sağlam konuşurdu.

"Ben kuzenine Eylülle ne bağlantım olduğunu gayet anlaşılır bir şekilde belli ettim. Dert etme sen." diyen Sarpa Eylül tebessüm etmiş, Altayınsa yüzü sinirden kasılmıştı.

Demek Sarpla Eylülde oluyor. Bu gün kafeye gittiğinde Altaya boyunun ölçüsünü vermiş olmalı Sarp.

"Eee.. Bu nasıl misafirperverlik böyle? Bizi böyle oturtacak mısın?" diye geriye doğru yaslanan Ayaz ile Altay ayağa kalktı.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin