14. Bölüm: KLASİK BİR AKŞAM

35 12 0
                                    


Damla Korkusuzdan...

"Ya damla ne halt yedim bennn!"
Şuanda odamda, yatağımın üstünde otururken, eylül yastığımı almış suratına basıp yarım saat boyunca yaptığı şeyi yapıyordu. Söyleniyordu. Ben de yarım saattir tekrar ettiğim cümleleri birdaha söyledim.

"O hastası olduğun Altayın evinde akşam yemeği yedin, aynı koltukta limonata içip gumball izledin ve çocuk sana baya baya yürümüş ve artık sen istesende istemesende peşinde ve..."

Birden suratıma yediğim yastıkla susmak zorunda kalmıştım. Yastığı suratıma vuran Eylül aynı zamanda yine söyleniyordu:

"Ya bide anlatıyorsun Damla! Hepsi senin yüzünden kızım boğucam seni!!!"

Diye birden boğazıma yapışan Eylülün ellerine vurup ölmemeye çalışırken cevap verdim:

"Lan ben ne yaptımmm!"

Hâlâ elleri boğazımda beni sarsarken cevap verdi:

"Fatma Hoca dedi, bir iki saat gecikebilir demişsin!"

İyice üzerime çullanırken kendimi kurtarmaya çalıştım:

"Lan annen sorunca öyle dedim! Ne deseydim! Yok ben izin vermiyorum derhal eve dönsün, mü diyecektim!"

Dediğimde elleri boğazımı bıraktı ve doğruldu. Ben de bir iki kere öksürüp rahatladım. Eylül bu seferde işaret parmağını yüzüme sallayarak:

"Yalan söyleme! Bir iki saat geciksin derken aklından neler geçirdiğini bilmezmiyim benn!"

Dediğinde dayanamayıp şeytani sırıtışımı yaptım. Evet yanii o an biraz Eylüle gıcıklığına yapmış olabilirdim.

"Sen bide sırıtıyor musun? kızım seni öldüğülğüm!"

Diye şakasına saçıma yapışıp yolmuşluktan geldiğinde ben de kafasına hafiften geçirdim.

"Tamam, Eylül bi sal beni de şu filmi izleyelim artık." Diyerek Eylülü ittim. Saate baktığımda 8 e geliyordu.

"Tamam Damla Hanım ama bu iş burda bitmedi... Elime bi fırsat geçsin bak bakalım seni Ayaza rezil ediyor muyum, etmiyor muyum!" Diyerek beni bırakan Eylül yastığı yatağın başlığına yaslayıp kendiside başlığa yaslandı ve ayaklarını uzatıp ayak ayak üstüne attı.

"Eylül şaka yapıyosun dimi? Yapmıyacaksın öyle bişey herhâlde?"
Diyerek tedirginlikle Eylüle baktığımda Eylül zulamızdan bir cips paketi almış onu açıyordu.

"Nasip... Kısmet..." diyerek ayağıyla klavye tuşuna basıp filmi açtığında bana da ışığı kapatmak kalmıştı. Kalkıp ışığı kapatırken Eylülün bunu yapıp yapmama ihtimalini kafamda tartıyordum.

...

Ayaz Cesurdan...

"Ayaz geliyorumm!"

"Hadi gell!"

"Bak atlıyorum hee"

"Lan atlayacaksan atla artık!"

Bugün bizimkilerle toplandık. Arda her ne kadar Sarpa uzun eşeği yasaklasa da şuan da uzun eşek oynuyorduk. Nasıl bu hâle geldiğimizi sorgulamayın amaa, şu an Arda benim evin bahçesindeki ağaca yaslanmış ellerini kovuşturmuş, ben de kafamı ardanın karnına yaslamış ve eğilmiş durumdaydım ve Kaan benim hamakta oturmuş çekirdek kırarak bizi izliyordu. Arada biz atlarken arkamızdan bağırmayı elbette ihmal etmiyordu.

"Peki paşam geliyorum o zaman!"

Yasladığım kafamı oflayarak kaldırıp, belimi kaldırmadan Sarp'a dönüp bağırdım:

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin