35. Bölüm: ÖFKELİ RUHUM

39 5 1
                                    


Damla Korkusuzdan...

"Eylül sana inanamıyorum ya!" diyen Gece sinirle ayağa kalktığında Eylül düz bir ifadeyle oflamıştı.

"Özür dile-"

"Dileme" diyerek Eylülün lafını kestim.

"Sen normalde özür ne demek onu bilmezdin. Bu son olaydan sonra her halta özür dileyen birisine dönüşmeye başladın. Yapma bunu.. Kendin ol Eylül.. Rol yapma bana." diye eklediğimde buruk bir şekilde gülümseyerek bana baktı, ben de üzgün bakışlarımı ona gönderiyordum.

Evet aramız düzelmişti ama Eylül artık hata yapmamaya özenle dikkat ediyor, dahası bize karşı kendi gibi davranmıyordu.

Bugün okul çıkışı bizimle konuşmak istediğini söylemişti. Hep beraber bizim evde toplandığımızda sonunda bu idda meselesini ayrıntılarıyla ondan öğrenmiştim.

Tabi benim de içinde olduğum bir iddaya girdiğini de.

"Damla, istersen gelmeyebilirsin.. Yani zaten o pisliğin istediği şeyi yapmak bile koyuyor, bi de seni götürüyorum. Of ya.. Tam bir mal gibi hissediyorum şuan." diyerek ellerini kafasına koyup yere baktığında oturduğum yerden kalkmadan emekleyerek yanına gittim.

"O şerefsiz senin maalesef zayıf noktan.." diyen Derya da Eylülün öbür tarafına oturup Eylülün başını tutmuş kendi omzuna yaslamasını sağlamıştı.

"Gelicem tabiki.. Seni oraya tek mi gönderecektim? Ayrıca asıl sen istersen gitmezsin olur biter." diyerek elimle saçıyla oynadıktan sonra bağdaş yaptığı dizinin üstüne yatarak yerdeki halıya daha çok yayıldım.

"Hayır, ben gitmeliyim. Öyle anlaştık." diyerek bekledigim cevabı yapıştırdığında alaylı gülüşüyle Gece araya girdi.

"Çünkü Avcı, her zaman sözünü tutmak zorunda." dediğinde Eylül sıkıntılı bir nefes verdi.

"Huyum kurusun.." dediğinde, karşımızda oturan Kayra dizlerini kendine çekip kollarını dizine sardığında, üstündeki bol kazakla çok tatlı durmuştu.

"Eh, eğer sen istemiyorsan ben alabilirim." birden dediği şeyle hepimiz kafamızı ona çevirdiğimizde öne arkaya sallanmayı bırakmış hepimize bakarak

"Ama napıyım çocuk baya iyi yani." dediğinde Eylül ona göz devirip daha çok Deryanın omzuna gömülmüştü.

Bu hareketiyle kıskandı mı yoksa sinirlendi mi ya da neresi iyi mi demek istedi anlamadım. Yine.

Duygularını iyi gizlediğini söylemiştim.

Şuan belki de iki yıldır platonik takıldığı çocuğu deli gibi kıskanıyordu ama belki de umrunda değildi. Bilemiyordum.

Gece deli dolu bir kızdı. Aşırı tepkilerinden o an hissettikleri genelde belli olurdu.

Kayranın içi dışı birdi. Onun da düşündüklerini genelde anlardım.

Derya canı istediğinde fikirlerini belirtir, bazense tamamen kendini kapatırdı. Onu ne zaman isterse o zaman anlardınız.

Ben hareketlerimle hislerimi belli etmezdim ama Eylülün dediği kadarıyla gözlerimden düşüncelerim çok rahat okunuyordu. Ben ne hissetsem ne düşünsem Eylül bana bakıp tak diye anlardı.

Eylül ise tamamen kapalı, neredeyse herşeyi kendi içinde yaşayan bir kızdı. Şu hayatta hiç kimseye güvenmediğine emindim. Bana bile. Son senelerde ondan en çok dinleyebildiğim Altaya karşı hissettikleriydi. Onun dışında bir derdi var mı yok mu anlayamazdım.

"Saat kaçta gidecektik?" dediğimde telefonunu çıkarıp elime uzattı. Whatsapta Altaydan gelen mesajları açtığını görünce okumaya başladım.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin