19. Bölüm: ÇOK GEÇ KALDIK

37 11 14
                                    


Sarp Karasudan...

Sonunda yakaladım seni şerefsiz..

Evet, Ayaza bi tık yalan söylemiş olabilirim. Ama.. Ne yapıyım bu şerefsizle özel olarak görüşmem lazımdı.

Hayır bana bir tane sarışın yetiyordu bide bu çıktı başıma. Bütün sarışınlar başıma bela yemin ederim.

E hali hazırda Berk ile de baya benziyorlar, ben de bunları görmeden önce Kaanla kendimi benzetirdim, bunlar ikiz nerdeyse amınakoyum.

Şerefsiz, kantinden kendine büsküvi aldıktan sonra kantinden bahçeye çıkan kapıya yöneliyordu, sanırım artık bi hoşgeldin deme zamanı gelmişti.

O bahçeye açılan kapıya yürürken ben de artık kantin girişinin orda beklemeyi bırakarak kantine girdim:

"AAAALLLTAAAYY" diye alaycı sesimle bağırarak yanına doğru ilerlediğimde o da arkasını dönerek bana bakmış, sanırım ben olduğumu anladığında elindeki bisküviyi masalardan birine bırakarak, yüzüne pislik sırıtışını yerleştirip bana ilerlemeye başlamıştı.

Ellerini arkasına atarak bana doğru ilerlerken:
"SAAARRP" diye benim ses tonumu taklit ederek karşılık verdiğinde:

"AAALLTAAAYY" diye tekrar aynı şekilde bağırdım. İkimizinde yüzünde birbirimize tahammül edemediğimizi belli eden ama alaya alan bir sırıtış vardı.

Aramızda bir iki adımlık mesafe kalmışken tekrar aynı şekilde:
"SAARRP" diye gülerek karşılık verdi.

Aslında adımı bilmesine ilk başta saşırsam da Ayaz paşam sayesinde okulda unvan sahibi olduğumuzu hatırladıktan sonra normal gelmişti.

Artık karşı karşıya geldiğimizde ikimizde ellerimizi arkamıza atmış sırıtıyorduk.

Şuan ona yumruğumu geçirmek o kadar büyük bir zevk olarak görünüyordu ki gözüme... Ah ah, şu sağdan bir geçirsem... Tam geçirmelik vallaha!

Ama dur bi dakika buna biri geçirmiş zaten..

"Hayırdır, takip mi etmeye başladın beni? Hayranım olacağınızı düşünüyordum da, bu kadar erken olacağını beklemiyordum açıkçası." diye konuştuğunda ağzına ökünecektim ama çok çocuksu kaçacağı için durdum.

"Yoo.. Aslında öyle bir amacım yoktu. Ama şimdi sizin eve mutlaka bir ziyarete gelmek gerektiğini düşündüm."

"Yaa... Neden? Evimide mi çok merak ettin? Ona da mı hayran kaldın acaba?"

"Yok... Hasta ziyaretine gelelim diyorum."

"Haa, diyosun. E sen adresleri karıştırmışsın.. Hasta olan biri varsa senin o paaşan. Hani, kudurma, pardon, sinir hastalığı vardı ya."
diye sırıttığında sağ elimin tırnaklarıyla avuç içimi kaşımaya başladım. Şimdi değil Sarp.. Şimdi değil.

"Yanlışlıkla kudurma dediğine göre sen de o hastalıktan mesulsun... Yazık sana. Sanırım son kudurmanın veyatta kaşınmanın üzerinden pek zaman geçmemiş ha?" dedim gözlerimle yanağını işaret ederek.

Sol elini sol yanağına götürürken yüzündeki sırıtış kayboldu. Yüzüne sinir hakim olurken tam konuşacaktıki müsade etmedim ve önce ben davrandım:

"Yani diyorum ki Altay, kaşımışlar senii" diye alayla ona eğilerek gülümsediğimde birden ellerini yakama yapıştırdı. Bileklerini tuttuğum sırada kendimi çoktan duvara yaslanmış buldum.

Ben bileklerini tutarken yakamdan tutarak beni duvara yaslamış Altay, tuttuğu yakamdan beni sallayarak:

"Seninde kaşınasın var belli!" diye sinirini kusarken ona yeterince müsade ettiğimi düşünerekten tuttuğum bileğini artık sıktım.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin