4. Bölüm: ANSIZIN HAYATIMA DÜŞEN BİR DAMLA

102 17 16
                                    


Medya: Damla ve Eylül

"Zıng zırıng zırıng"
Hayatım boyunca kendi sesimden daha çok duyduğum ve duyacağım alarm sesi "Ayazzz kalkkk,okulaaaa haydiiii"diyordu.
Dün yaşananlardan sonra şu an da yaşadığım an bana fazlasıyla normal geliyordu.Kim bilir Sarp nasıl hissediyordur?

İstemsizce güldüm,dün aksiyonlu ama bir o kadar da eğlenceli geçmişti.İçimden bir ses bugün de onlarla uğraşmamız gerekecek diyordu.Eh ne de olsa Sarpcığımızın sarışın Berk ile kapanmamış bir davaları vardı.

O değilde benim aklıma takılan dün hastanede o ikisi bizimle uğraşırken, onlara hiç arka çıkmayan,olanlara hiç sesini çıkarmayan kapıda dikilen o çocuktu,o Rüzgar ve Berk denen iki gerizekalının arkadaşıysa onlara niye arka çıkmamıştı?Sarp'ın anlattığı kadarıyla kavgamızada karışmamıştı,bu çocuğun bu halleri beni istemsizce rahatsız etmişti,sanki her an bir şey yapacakmış gibi hissetmeme sebep olmuştu.

Birden aklıma tekrar dün yaşananlar ve Berk'in bozulmuş suratı geldi.Yine gülümsemekten kendimi alamadım.Daha okulun ilk gününden lise hayatım boyunca uğraşacağım düşmanlarım ve bana hep arka çıkacak arkadaşlarım hazır olmuştu.Evet Sarp ve Arda...

Üçümüzde bir birimizi tam tanımasakta dün hepimiz birbirimize sahip çıkmıştık.Şayet Arda benim yumruk yememe engel olmuş,Sarpsa Arda'ya vuran çocuğa hiç düşünmeden karşılık vermişti.Birbirimizi tanımadığımız halde bunları yaptıysak,ilerleyen zamanlarda kurşunun önüne bile atlardık.Zaten ikisine de nedenini anlamadığım bir şekilde kanım kaynamıştı,eksik yanım gibiydiler;Arda ben de bulunmayan mantık kısmını,Sarpsa komiklik kısmını tamamlıyordu.

"Ayaz oğlum binmeyi düşünmüyor musun?"
Servisçi Mustafa abinin seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılırken,ne ara üstümü giyip saçımı düzeltip de aşağı inmiş servisi beklediğime anlam veremedim.

Kendi halime gülerken Mustafa abi bana böm böm bakıyordu:
"Ayaz,kabul et bir acayipsin oğlum."

Kendi kendime dediğim laf geldi aklıma "tamam anne kabul,bir acayipim."sonra tekrar güldüm ve:

"Ben bunu çoktan kabul ettim Mustafa abi."dedim ve servise bindim,Mustafa abi de bana güldükten sonra tekrar servisi sürmeye başladı,oturduğum yerden dışarı bakarken içimden geçirdim 'bugün bu tayfayla neler yaşayacağız acaba?'

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Servis tam okulun önünde durmuştu.İndim,içeri girmeden önce şöyle bi baktım bu 4 senelik yeni hayatıma.Gerçekten nasıl oluyorda zaman böyle geçip gidiyordu anlam veremiyordum ama burayı ortaokuldan daha çok sevdiğim kesindi.

Gülümsedim,derin bir iç çektikten sonra okulun girişine doğru ilerlerdim.Kapıyı açıp biraz ilerledikten sonra,şöyle bi etrafıma baktım.Rüzgar ya da Berk'i göremiyordum.Sarp ve Arda'ya baktığımda ise onlarında bahçede olmadığına kanaat getireceğim sırada:

"Sarp salak mısın oğlum sakın yapmaa!"
Diye bi ses duyduğum anda bu sesin Arda'nın olduğunu anlayıp ne dediğini kafamda tartana kadar birden sırtımda hissettiğim ağırlıkla yere kapaklanıyordum zar zor dengemi sağlayarak ayakta durmaya çalıştığım sırada sırtımdaki ağırlık sonunda yok olmuştu,arkamı döndüğümde daha ne olduğunu anlayamadan karşımda sırıtan bir Sarp gördüm:

"Naber kardeşim?"diyerek omzuma yumruğunu indirdiğinde,azıcık canım yanmıştı, bir yandan kırıldığını düşündüğüm belimi ovalarken diğer yandan da acı çektiğimi belirtircesine ahlıyordum.

Ardaya baktığımdaysa elini alnına koymuş,oflayarak kafasını sallıyordu.Sonunda olanlar kafama dank etti.Arda sanırım Sarp omzuma atlamadan önce ona bağırıyordu ama geç kalmıştı,belim kırılmıştı.Ne yaşadığımı anladığımda Sarp'ın omzuna ben de yumruğumu indirerek: -l"İyi kardeşim senden naber?"Diyerek belimi tutmaya devam ettim.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin