FİNAL

41 5 95
                                    


Ayaz Cesurdan...

Bundan yaklaşık 6 ay önce tek bir his tarafından bilinçi zincirlenmiş bir çocuktum.

Çocuktum ama içimde öyle büyük bir canavar vardı ki.. Bu çocuk ona esir düştüğünde asla suçsuz ve masum bir çocuk olarak kalamadı.

Hayata dair umudum yoktu. Bu canavardan bir kaçış yoktu. Bu öfkeden kurtuluş yoktu. Ellerim idam ipini sararken yadırgamazdı aklım. Çünkü neden yaşamam gerektiğini düşünmezdim.

Şimdi diyorum iyiki o canavar yüzünden çocukluğumu asarak kurban etmedim.. Bazen yolun sonunda ışık olduğunu anlamak için o yolu yürümek gerekirdi. Yol zifiri karanlık olsada umursuzca yürümüştüm.

Bir an kafamı kaldırarak yukarı baktığımda öyle bir mavilik, öyle bir ışık vardı ki.. Bayıldığımda bile karanlık olan rüyalarımı beyaza çevirdi. Beni o karanlık yoldan elimi tutarak çekip çıkardı. Tek bir söz söylemedi çünkü ben o mavilerde kurtuluşu zaten görmüş, sessizce onu takip etmiştim.

Damla Korkusuz, senin mavilerine sonsuzca bağlanmaya ettiğim cesaretti en büyük şansım.

Sonra farkettim, neden bu öfkeden kaçmaya çalışıyordum? Belkide ben içimdeki canavardan daha büyüktüm?

Çocukluğum böylece geride kaldı. Büyüdüğümde o canavar karşımda küçüldü ve eğildi. Beni delirtsede bitap düşüremezdi artık. Hâlâ canımı yaksada onu durdurabilirdim. Çünkü artık bir umudum vardı.. Yolun sonundaki ışığı görmüştüm.

Başımı kaldırdığımda gördüğüm mavi ışığı gözlerine sakladığın için teşekkür ederim mucizem.

Gökyüzüm olduğun için teşekkür ederim, gökyüzüm..

"Daldın gittin.."

Gözlerim gene onun sonsuz mavilerine karıştığı sırada sesi beni kendime getirmişti. Gözlerimi kırpıştırarak kafamı hafifçe iki yana salladım ve güldüm. Onun da gülme sesi geldiğinde sımsıkı tuttuğu elim sallanmıştı.

Gözlerimi açtığımda sırıtıyordum. Karşılaştığım manzarayla derin bir iç çekerek gülümsemeye devam ettim.

Aynı köfte arabası, aynı kayalık, farklı zaman diliminde aynı biz..

"İlk defa burada farketmiştim."

"Neyi?" diyerek denizde olan bakışlarını bana çevirdi.

"Tek bir bakışınla öfkemi susturabildiğini."

Dediğim şeyle duraksayıp ona döndüğümde yüzünde şefkat dolu bir tebessüm oluşmuştu.

Ellerini avuçlarımın içine aldığımda bedenini tamamen bana çevirmişti. Kafam hafifçe eğik şekilde yüzünün her köşesinde gezdirdim gözlerimi.

Ona bakınca sonsuzluk görüyordum. O bir insan olamazdı.. Bizler ölecektik, bizim bir sonumuz vardı.

Damla Korkusuz, sana ölümü asla yakıştıramıyorum..

"Ruhumun sana muhtaç olduğunu.."

Nefesimi bırakırken mırıldandığımda Damla bana öylesine güzel bakıyorduki.. Dudaklarımla ilk kez ondaki huzuru tattığım andaki gibi zaman kaybolmuştu.

"Gözlerine baktığımda kaybolmak istediğim için daha önce yüzüne söyleyemedim.."

Ona doğru bir adım yaklaştığımda kalbim teklemeye başlamıştı. Sonsuz bir heyecan duyuyordum.

"Seni sonsuza kadar seviyorum."

Dudakları bir parça aralandığında gözleri dolmuştu.

Elimi elinden çekerek gözünden süzülen yaşı başparmağımla sildim.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin