34. Bölüm: BUGÜN ÇOK EĞLENECEKTİK

35 5 2
                                    


Ayaz Cesurdan...

"Nerde kaldı bu amınakoyayım?!"

Sarpın sinirli çıkan sesiyle ona cevap verdim

"Ne bileyim yavşak! Ne konuşuyorlarsa.."

Tenefüs zili çalar çalmaz üçümüzde kendimizi idarede bulmuştuk ama Arda henüz müdürün odasından çıkmamıştı.

Orada dikilmek yerine bahçeye çıkıp yakın bir banka kurulmuştuk, o sırada mucize de arkadaşlarıyla kantin tarafından bahçeye çıkmış çimenlik alana oturmuşlardı.

Arada bana attığı meraklı bakışlarla ona gülümseyip bir sorun olmadığını belli etmeye çalışıyordum.

Benim için endişeleniyordu...

Zil çalalı iki dakika olsada biz gittikçe endişeleniyor bir yandan da Ardaya kızıyorduk.

Bizi böyle merakta bırakması haksızlıktı. Geleceğini böylesine etkileyecek bir olayı bize anlatmamasıda bizi kızdırmıştı.

Öte yandan bahçede bazı insancıkları görmediğim için mutluydum.

Evet o piçlerden bahsediyorum.

İçerideler mi yoksa bahçedeler mi bilmiyorum ama bahçedelerse bile henüz görmemem çok iyi bişey.

Birden aklıma bundan birkaç ay önce Ardayla yine böyle bankta oturup Kaan ve Sarpı beklerkenki konuşmamız geldi...

O zamanda Damlayla Eylülü arıyordum bahçede.

Akıl okuduğunu ilk o an farketmiştim..

Pekala cidden akıl okumuyor olabilir ama yetenek var sonuçta.

Şimdi yanımda olsa, yine "Bahçede değiller paşam" dese. Bende korksam..

"Henüz gelmemişler paşam." diyen Arda su şişesini eline alıyordu.

"Aklımızı okumayı nasıl beceriyorsun babbaci?" diyerek ona dönüp tebessüm ettiğimde suyundan birkaç yudum aldıktan sonra cevap verdi

"Tecrübe Ayaz, tecrübe.." diyerek karşısına boş bakışlar atmaya başladığında bir yere dalıp gittiğini farketmiştim.

Tecrübe... Ah Arda.. Nasıl bir tecrübe bu?..

Daldığım küçük anıdan çıktığımda derin bir nefes verdim.

Sağımdaki Sarpın bir yere odaklandığını gördüğümde baktığı yöne bakmıştım. Eylülün kızların yanından kalkıp okula doğru yürüdüğünü görünce sırıtarak Sarpa döndüm.

Bu da iyi aşık oldu haa

'Gözleri gök mavisi kız.. Diye edebiyat yapanda Sarp zaten amınakoyayım'

'Öf sanane be!'

'Sen ona aşıksın! Sen ona aşıksın! Sen ona aşıksın! Tek bir söz söyleme boşver..'

'He iç ses he!'

Sarp birden yanımdan kalkınca solumda oturan Kaanla birbirimize bakıp kıkırdadık

"Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde.. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde, bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim..."

Sarpın arkasından kasten bağıran Kaana, ben 'vay be' bakışı atarken Sarp duraksamış, arkasını dönüp kuzenine itinayla orta parmağını gösterdikten sonra tekrar dönüp Eylülün yanına ilerlemişti.

"Tamam Kaan en Romeo sensin!" diyerek elimle alaylı bir alkış yaptığımda Kaan gururla şişmişti.

"Eh sen abini tanımıyorsun tabi, ortaokulda ne Romeo Julietler oynadım ben. Daha yeni dediğimi gidip bir kıza söylesem otuz kere düşerdi oğlum, siz ne anlarsınız!" dediğinde ister istemez kafa salladım

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin